Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Tabansız kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Korkak, Ödlek, Yüreksiz
- Hazne kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Depo, Hazine
- Diye kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Göre, İçin
- İdam kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Öldürme, Ölüm Cezası
- Giyit kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Giysi
- İhraç Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çıkarmak, Dış satımlama
- Dalmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cummak, Uyuklamak, Uyumak
- Asker kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Er, Çeri, Süer, Mehmetçik
- Terminolojik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Terimbilimsel
- Yanı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sızlanma, Şikayet, İlenme, Beddua; Tekrar
- Yilbik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sara, Tutarak
- Pilot kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uçman
- Zahir kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Görünen, Açık, Belli, Elbette, Görünüş, Şüphesiz, Kuşkusuz, Meğer, Dış Yüz, Yardımcı, Arka, Destekleyen
- Başıdinç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Rahat
- Gardiyan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kolcu
- Cumhur Cemaat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cümbür Cemaat
- Öğrenek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İbret
- Peygamber kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yalvaç, Resul, Nebi, Elçi
- Füzyon kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Birleşme
- Koşu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Koşun
- Lakap kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Takma Ad, Müstear
- Koruyucu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hami, Kalkan, Muhafız, Vaki
- Isıdam kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hamam
- Esrimek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gaşyolmak; Vecde Gelmek; Mest Olmak, Sarhoş Olmak
- Andetmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ahdetmek
- Spontane kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Anlık, Kendiliğinden
- Düyun kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Borçlar
- Lazut kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mısır
- Siyaset kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Siyasa, Politika
- Hizmet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Görev, İhtimam, İş, Özen, Kulluk, Tapu, Yumuş, İşlev, Bakım
- Korluk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mangal
- Olguculuk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Pozitivizm
- Stalâgmit kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dikit
- Hâl kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Davranış, Dert, Durum, Güç, Hatır, Kuvvet, Sıkıntı, Takat, Tavır, Tutum, Vaziyet, Ben, Benek, Puan
- Fasıl kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bölüm, Devre, Dönem, Kısım, Koğ
- Ukala kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bilgiç
- Farsça kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Acemce
- İstirahat Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dinlenmek
- Memnuiyet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yasak
- Tenkitçi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eleştirmen, Münekkit
- Damarlı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aksi, Huysuz
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü