Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Eylemsi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Fiilimsi
- Alçıtaşı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Jips
- Etkilenmiş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Müteessir
- Teras kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Taraça, Artırma, Seki, Dam
- Asıl kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gerçek, Kök, Öz Kendisi, Kaynak, Köken, Çıkak, Gerçeklik, Doğruluk, En Çok, Başlıca, Ana, Cevher, Cins, Esas, Hakikat, Hamur, Mahiyet, Nesep, Özgün, Soy, Temel, Üs
- Sübut kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gerçekleşme, Kanıtlama, Tanıtlanma, Meydana Çıkma
- Bilemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Keskinleştirmek
- Vasat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ortalama, Orta, Muhit, Ortam, Şerait, Ara
- Meydan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alan, Ortalık, Saha
- Sahur kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Obaştanlık
- Lirik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çoşkun
- Alındı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Makbuz
- Savsama kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İhmal
- Sermuharrir kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Başyazar
- Islahat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Devrim, Düzeltme, İnkılap, Reform, İyileştirme
- Girmelik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Duhuliye
- Konumluk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mevzi
- Çıngırdak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çıngırak
- Stilist kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Biçemci
- Uğurlu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kademli, Kutlu, Mübarek, Meymenetli, Tekin
- Etsiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kuru, Sıska, Zayıf
- Pervane kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kepenek, Uskur
- Esermek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bakmak, Beslemek
- Evlenmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Varmak, İzdivaç Etmek
- Faik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Üstün, Yüksek
- Koruncak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mahfaza
- Akarca kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Küçük Akarsu, Kemik Veremi, Kaplıca, Fistül, Sürekli İşleyen Çıban
- Bet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yüz, Çehre, Kötü, Çirkin, Beniz, Sıfat
- Celi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Açık, Aşikâr, Parlak
- Şan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ün, Saygınlık, Yücelik, Gösteriş, San, Şöhret, Büyüklük
- Trajik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Feci
- Necat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kurtuluş
- Kuvve kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düşünce, Niyet
- Hırsızca kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uğruca
- Cibillet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Soy
- Miat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Süre
- Tutuşmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Girişmek, Kızarmak, Yanmak
- Çedik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ayakkabı, Terlik
- İlgisiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kayıtsız, Yabancı, Aldırışsız, Vurdum Duymaz, Alakasız, Bigâne, Dargın, Lakayıt, Soğuk
- Kalker kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kireçtaşı
- Nü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çıplak
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü