Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Yitik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kayıp, Zayi
- Ziya kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Işık, Aydınlık, Nur
- Geçişsiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Lazım, Tesirsiz
- Zımnen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alttan Alta, Kapalıca, Dolayısıyla
- Bölük kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bölüm, Kısım, Hane, Hizip, Kısım
- Ayırt Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Fark Etmek, Tefrik Etmek, Temyiz Etmek, Karakterize Etmek, Tanımak
- Torlak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Derviş, Genç, Toy, Hergele
- Hemişelik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Daimî
- Mürai kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İkiyüzlü, Alabık
- Tevazulu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uysal
- Nalıncı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Takunyacı
- Salavat Parmağı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İşaret Parmağı
- Yüzyıllık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Asırlık
- Cami kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tapınak, Mescit
- Dans kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Oyun, Raks
- Münhal kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Açık, Boş
- Dalgın kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dikkatsiz, Gafil
- Sıbyan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çocuk
- Havalı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kibirli, Havadar
- Çözülmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gevşemek, Erimek, Yumuşamak, Yenilmek, Dağılmak, Çökmek
- Odunsu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İri, Kaba
- Farımak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eskimek, İhtiyarlamak, Kocamak, Usanmak, Vazgeçmek, Yaşlanmak, Yıpranmak, Yorulmak
- Softalık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bağnazlık
- Tedrici kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kertel, Azar Azar, Derece Derece
- Söve kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çerçeve
- Zorunlu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mecburi, Çaresiz, Mecbur, Zaruri
- Şapadanak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ansızın
- Bomboş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tamtakır
- Hekim kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Doktor, Tabip, Sagan, Atasagun, Otacı, Sağbilge
- Tertibat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düzen, Sistem, Önlem
- Babaanne kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Nene, Nine
- Kaval kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düdük, Tef
- Ilıtmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ilıklaştırmak, Ilıştırmak
- Akdarı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cin Darısı, Cin Mısırı, Darı
- Münhani kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eğri
- Sallapati kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düşüncesiz, Düşünmeksizin, Dikkatsizce, Saygısızca, Patavatsızca
- Posta kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ulak, Defa, Kez, Kol, Sefer, Takım, Vardiya, Gönderi
- Zayıf kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sıska, Cılız, Arık, Çelimsiz, Enez, Yetersiz, İnce, Kuru, Yufka, Güçsüz, Kuvvetsiz
- Ödence kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tazminat, Fariza, Vecibe
- Anlaşma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Antant, Uyuşma, İtilaf, Sözleşme, Geçim, İttifak, Kesim, Pakt
- Bikir kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kızlık, Erdenlik, Bekâret
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü