Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Ziya kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Işık, Aydınlık, Nur
- Men Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yasak Etmek, Önüne Geçmek, Engel Olmak
- Bandıra kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sancak
- Yorgun kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bitap, Bitkin, Halsiz, Harap, Turşu
- Müşevveş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Karışık
- Muhtaç Olmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gereksinmek
- Düşünmeden kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ezbere, Gözü Kapalı
- Harlamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alevlenmek
- Açıkça kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Açık, Aşikâre, Net, Alenen, Düpedüz
- Tokatlamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Şapalaklamak
- Israr kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Direnme, Üsteleme, Üstünde Durma, Bekinme
- Kavlükarar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Söz, Sözleşme
- İmleme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İma
- Tebaa kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uyruk, Vatandaş
- Semereli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Verimli
- Mazmunsuz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kof
- Tabaklamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sepilemek
- Marifetli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Usta
- Emzik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İbik, Biberon
- Bitirmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sonuçlandırmak, Tamamlamak, Tüketmek, Bağlamak, Devretmek, Kotarmak, Mahvetmek, Süpürmek, Temizlemek, Yemek, Yormak
- Bahar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İlkyaz, İlkbahar, Yaz, Baharat
- Baldıran kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ağı Otu, Baldırgan, Şeytantersi, Baldırgan
- Mevlâ kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Allah, Sahip, Malik, Efendi
- Nöbet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Defa, İş, Kez, Sıra, Keşik, Kezik, Gezek, Yüksek Ateş
- Şoven kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bağnaz Ulusçu
- Yanıkara kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Karakabarcık, Şarbon
- Otamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tedavi Etmek
- Derecede kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kadar
- Gözcü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gözetmen, Nokta
- Aynı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eş, Benzer, Özdeş, Tıpkı, Özdeşi, Eşiti, Bir, Nüsha
- Ürpermek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Korkmak
- Dindirme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sorgulama
- Ayak Tabanı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aya
- Yetkinlik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kemal
- Belirlemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Saptamak, Tayin Etmek, Tanımlamak, Sınırlamak, Daraltmak, Muayyen Etmek, Tespit Etmek, Yakalamak
- Yakınlarında kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Doğru
- Yaltak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dalkavuk, Şakşakçı, Yağcı
- Eğleşik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mukim
- Sıvaşmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sıvışmak
- Kömek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Muzaheret, Torpil, Yardım
- Argıt kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Geçit, Dağ Geçidi, Boğaz, Dağ Boğazı, Derbent
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü