Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Soyağacı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Şecere
- Mabude kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sevgili, Tanrıça
- Bağlılık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Birlik, İlişik, İntisap, Sadakat, Sevgi, Tabiiyet, İlgi
- Hemfikir kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kafadar, Aynı Düşüncede, Aynı Görüşte, Oydaş
- Mürettip kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dizici, Dizgici, Dizmen, Düzenleyen, Hazırlayan
- Şantör kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Şarkıcı (Erkek)
- Obstrüksiyon kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Önleme, Engelleme
- Affetmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bağışlamak
- Dış Alım kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İthalat
- Portbagaj kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bagaj
- Dâhili kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İç
- Lakırtıcı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Geveze, Konuşkan
- Zeybek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Efe
- Berraklaşmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Temizlenmek, Durulaşmak, Saydamlaşmak, Netleşmek, Anlaşmak
- Yöre kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Civar, Etraf, Mahal, Muhit, Ön, Taraf, Çevre, Dolay
- Peyda kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Belli, Açık
- İrrasyonalizm kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Usdışılık
- Tehevvür Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Köpürmek, Öfkelenmek
- Acemilik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Toyluk
- Etli Canlı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Güçlü
- Tebaalık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tabiiyet
- Gayrimütecanis kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ayrışık, Ayrı Cinsten
- Sürür kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sevinç
- Uyduruk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uydurma, Asılsız
- Fehamet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Değer
- Alışkan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kibrit
- Çabucak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çarçabuk, Hemencecik, İvedilikle, Birden, Derhal, Hemen, Şipşak, Tezce, Pek Çabuk, Zaman Geçirmeden, Hızla, Süratle
- Nom kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kanun, Yasa
- İstiare kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eğretileme, Ödünç
- Dindirmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gidermek
- Yapımcı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Prodüktör
- Fesat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bozukluk, Arabozucu, Karışıklık, Hile, Kargaşalık, Kundak, Bozut
- Küşüm kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kaygı, Kuşku
- Etli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dolgun, Kalın
- Sert kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Berk, Demir, Dik, Haşin, Hırçın, Katı, Keskin, Kızgın, Pek, Sıkı, Ters, Sarsıcı, Hoşgörüsüz, Gönül Kırıcı
- Kökenli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Asıllı
- Büyük kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aka, Geniş, Yetişkin, Önemli, Ülken, Makro, Çok, Koca, Kocaman, Kodaman, Muhteşem, Yüce
- İçtimai kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Toplumsal, Sosyal
- Nahoş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tatsız, Sevimsiz, Çirkin, Kötü, Hoş Olmayan, Kötü, Hoşa Gitmeyen
- Kuşat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Açma, Açılış; Güzellik, Hoşluk
- Seme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ahmak, Sersem, Beceriksiz
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü