Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Nemlenmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yaşarmak
- Hayır kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Lütuf, İyilik, Fayda, Yarar, Sevap, İyi, Yardım; Yok, Öyle Değil, Olmaz
- Nevroloji kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sinirbilim
- Hür kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Azat, Bağımsız, Erkin, Özgür, Serazat, Serbest
- Görev kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Vazife, İşlev, Resmî İş, Misyon, Fonksiyon
- Atıl kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tembel, Uyuşuk, İşsiz, Boş, Aylak, İşe Yaramaz, Etkisiz, Süreduran
- Dinsiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Acımasız
- Emeksiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bedava, Kolay
- Halk Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yaratmak
- Uyurgezer kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sairfilmenam
- Yaşam Öyküsü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Öz Geçmiş
- Çoğaltma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Teksir
- Sergilemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Teşhir Etmek, Nümayiş Ettirmek, Sergiye Koymak
- Tepinç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Fevir
- Geçinememek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Anlaşamamak, Bağdaşamamak, Uyuşamamak
- Beylik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hükûmet
- Yetim kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Babasız, Öksüz
- Uyarı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Haberdarlık, İhtar, İkaz, Tembih, Uyarma
- Tuzlubalgam kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mayasıl, Egzama
- Sürümü Olmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Geçmek
- Sismik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Depremsel
- Şenaat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alçaklık, Kötülük
- Eğik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eğilmiş, Eğri, Meyilli, Mail, Şev
- Yoldan Çıkartma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İğfal
- Paratoner kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yıldırımlık, Yıldırım Savan
- Zevk Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eğlenmek
- Palavra kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uydurma, Yalan Söz, Balon, Yalan Danışma
- Cındır kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çaput, Paçavra
- Zorunluluk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mecburiyet, Zorunluk, Zorunlu Olma, Mecburluk, Mecburilik, Zaruret, Iztırar, Zarurilik
- Çor kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hastalık, Dert; Sığır Vebası
- Rasyonalist kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Usçu
- Kene kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sakırga
- Öğrenim kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Maarif, Tahsil
- Kümelenmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Topalaşmak, Yığılmak
- Yazık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Günah
- Münakaşa kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tartışma, Atışma, Çekişme, Aytışma
- Zuhur Etme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Baş Gösterme, Ortaya Çıkma, Görünme, Türeme
- Rüsum kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Vergiler
- Sıkıcı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İç Sıkan, Tedirgin Eden
- Sevk Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Göndermek, Götürmek, İtmek, Sürüklemek
- Ekstranet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dış Ağ
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü