Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Kargışlı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Melun, Lain
- Erat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Erler
- Kekre kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Acımtırak, Ekşimsi, Buruşturucu
- Hayat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Avlu, Can, Meslek, Ömür, Varlık, Yaşam, Yaşantı, Yazgı, Dirim
- Zangırdamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Titremek
- Çeyiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cihaz
- Tedirginlik Olmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kaynamak
- Zarar Vermek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dokunmak, Kötülük Etmek
- Mustatil kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dikdörtgen
- Şov kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gösteri
- Sızıntı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Akıntı
- Azmetmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Karar Vermek
- Paleografi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eskiyazıbilim
- Efendi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Terbiyeli, Ağırbaşlı, Kibar, Saygılı, Bey, Koca, Nazik, Çelebi, Sözü Ve Kılığı Yerinde, Saygıdeğer, İnce
- Geçirme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Nakil
- İlişkin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ait, Bağlı, İlişik, Değişli, İlgili, Değgin, Merbut, Müteallik, Münasebettar
- Frekans kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sıklık, Tezlik
- Paratoner kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yıldırımlık, Yıldırım Savan
- Göreceli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İzafi, Nispi
- Pilot kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uçman
- Harcamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dökmek, Ezmek, Geçmek, Kullanmak, Sarf Etmek, Tüketmek, Vermek, Yemek, Yok Etmek, Öldürmek, Feda Etmek
- Keçe kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çadır
- Kurum kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cemiyet, Çalım, Gösteriş, Gurur, İs, Kasıntı, Kuruluş, Müessese, Tekebbür, Tesis, Büyüklenme, Azamet
- Virane kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yıkıntı, Tufeyli, Ören
- Yabancı Dil kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çet El Dili
- Sağaltma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tedavi
- Yapraklanmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yeşermek
- Arsız kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Utanmaz, Yılışık, Yüzsüz
- Başkonsolos kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Büyükelçi
- Öfke kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ateş, Gazap, Hiddet, Hırs, Hışım, Sinir, Kızgınlık
- Pervaz Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uçmak
- Ağır Ağır kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yavaş Yavaş
- Şanından Olmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yaraşmak
- Bastırmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Boğmak, Dikmek, Durdurmak, Gidermek, Gömmek, Kaplamak, Yenmek, Yırtmak
- Haridar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Müşteri
- Temenni Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dilemek
- Alperen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Derviş, Mücahit
- Üçayak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sacayağı
- Milliyetçilik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ulusçuluk
- İstelagmit kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dikit
- Sıkıntı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kasvet, Meşakkat, Ruhsal Yorgunluk, Sendrom, Cefa, Çile, Düşünce, Ezgi, Eziyet, Fırtına, Gaile, Hâl, Hüzün, Kahır, Kambur, Karanlık, Keder, Kor, Külfet, Mesele, Mihnet, Problem, Rahat, Sancı, Sorun, Usanç, Zaruret, Zehir, Zor, Tedirginlik, Eza
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü