Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
İlmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Değmek, Din, Dokunmak, İlmik
- Birleştirmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ulamak
- Muşmula kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Döngel, Beşbıyık
- Muvazi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Paralel
- Filo kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bit, Armada, Donanma
- Şilte kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Döşekçe
- Saylav kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mebus, Milletvekili
- Galeyan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Coşma, Kaynama, Coşkunluk
- Örgen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Organ, Uzuv
- Yatışma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sükunet
- Öksemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İstemek, Özlemek
- Abide kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Anıt, Eser, Estelik, Kaynak, Yadigâr
- Kayınvalide kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kaynana
- İzbandut kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İhyan, Korkutucu
- İham kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İma, Telmih
- Asılı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bağlı
- Koyun kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kucak
- Bar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Pas
- Malayani kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Saçma
- Şavkımak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Işık Saçmak, Parlamak
- Karaborsa kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kara Pazar
- Mahlas kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Seçme Ad, Tahallüs
- Duraklık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Durgunluk
- Üçüncül kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sülasi
- İçkili kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sarhoş
- Zıngır Zıngır kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Zangır Zangır
- Akarsu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Su
- Oturaklı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ağırbaşlı, Ağır, Gösterişli, Sabit, Sağlam, Veznin
- Değerlendirmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Fikir Söylemek, Gitmek, Görmek, Kıymetlendirmek, Kullanmak, Rey Yazmak
- Kaos kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Karışıklık, Kargaşa
- İkamet Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Oturmak
- Biçimli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Güzel, Yakışıklı, Düzgün
- Dakikleştirmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ayarlamak
- Pislik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kir, Dışkı, Kötü, Necaset
- Hudut kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Serhat, Sınır, Son, Uç, Ayırnak, Buç
- Kocaoğlan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ayı
- Tul Derecesi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Boylam
- Teftiş Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Denetlemek
- Çapaçul kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kılıksız, Hırpani, Pasaklı
- Kurşunlamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Güllelemek, Vurmak
- Taraf kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cephe, Cihet, Kanat, Nazır, Semt, Veçhe, Yaka, Yan, Yer, Yön, Yöre, Yüz, Taman, Bölge,
Bölüm, Kat
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü