Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Taraf kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cephe, Cihet, Kanat, Nazır, Semt, Veçhe, Yaka, Yan, Yer, Yön, Yöre, Yüz, Taman, Bölge,
Bölüm, Kat
- Taraça kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Seki, Teras, Açık Dam, Set
- Vukuat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Olaylar, Ahvalat, Hadise, Olanlar, Olgular
- Zelil kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hor Görülen, Aşağılanan
- Devamsızlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Süreksizlik
- Koca kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Adam, Ağa, Bey, Büyük, Efendi, Er, Erkek, Eş, Geniş, İhtiyar, İri, Kişi, Kocaman, Moruk, Pir, Ulu, Yaşlı, Yüksek, Zevç
- Abluka kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kuşatma, Sarma, Muhasara
- Kaçıntı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kaçak, Sızıntı
- Kullanımda Olmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Geçmek
- Delidolu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Patavatsız
- Bağdarlama kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Program
- İdrak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Anlayış, Erişme, Algı, Dimağ, Akıl Erdirme
- Destan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Koçaklama, Boy, Epope
- Fiyakasız kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cakasız
- Endişe kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kaygı, Üzüntü, Tasa, Bulut, Düşünce, Korku, Kuşku
- Konaklamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dincelmek, Gecelemek, İnmek, Kalmak
- Ferişte kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Melek
- Mimar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Örekçi
- Keşide kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çekme, Çekilme
- Entegrasyon kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bütünleşme, Uyum, Birleşme
- Tırtık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çentik
- Ferahlanmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Rahatlamak
- Kronik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Süreğen
- Yapıcı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Olumlu, Oluşturan
- Savurgan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Müsrif, Bedharç, İsrafçı
- Potansiyel Farkı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gerilim
- Yamuk Yumuk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yamru Yumru
- Fil Sümüğü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Fil Dişi
- Atak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çevik, Hareketli, Girişken, Cüretkâr, Geveze, Atılım, Saldırı, Saldırış, Hücum, Hamle, Akın, Yiğit
- Sanatçı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Artist, Sanatkâr, Usta
- Sertelmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sertleşmek
- Kesinlik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Katiyet
- Banyağı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hint yağı
Doğrusu Ban Yağı olrak yazılır.
- Mukayese Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Karşılaştırmak, Kıyaslamak, Salıştırmak
- Sarkık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sarkmış, Sölpük
- Dinsel kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dini
- Komutanlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kumandanıık
- Tatminkâr kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Doyurucu, İkna Edici, Kanaatlendirici, Uygun
- Semptom kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Belirti
- Derman kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Güç, Takat, Mecal; İlaç; Çıkar Yol, Çare
- Naziklik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Nezaket
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü