Amatör Çocuk Masalları - Kısa Masallar, Hikayeler, Öyküler

Ayşe İle Fatma HAZAL CENGİZ

Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur zaman içinde bir köy varmış bu köyde Ayşe ile annesi de yaşamaktaymış. Ayşe'nin babası o doğmadan önce ölmüş. Ayşe ile annesi çok fakirlermiş, bir gün annesi Ayşe'ye ormana gidip odun al demiş Ayşe de annesini hiç kırmazmış ormana doğru yola çıkmış ve bir ağaç görmüş. Ağaç Ayşe'ye;

- Beni kırk yıldır hiç kimse sulamadı beni sular mısın? Demiş. Ayşe;

- Elbette, doğamıza ve canlılara zarar vermemeliyiz, demiş ve oradaki nehirden su almış ve ağacı sulamış. Ağaç Ayşe'ye teşekkür etmiş ve yola koyulmuş Ayşe sonrada kırık dökük bir çeşmeye varmış. Çeşme de ona beni temizle, onar gün gelince soğuk suyumdan içersin deyince Ayşe onun dediğini de yapmış ve sonrada yola koyulmuş derken her tarafı küllerle kaplı bir fırın görmüş ve isteği üzerine onuda temizlemiş. Sonrada tatlı sevimli bir koyun ile atı da temizledikten sonra çok yorulan Ayşe kız bir ağacın altında uyuyuvermiş. Sonra kalktığında birde ne görsün Ayşe'nin temizlediği at gelmiş ve çok temizmiş at Ayşe'ye sen bana ve diğer arkadaşlarıma yardım ettin sırtıma bin de seni eve götüreyim demiş. Ayşe kız çok yorgun olduğu için ata binmiş ve yola koyulmuşlar sonunda Ayşe fakir evine geri dönmüş. At dur demiş Ayşe beklemiş ve at ona bir sürü altın vermiş sen bize yardım ettin sen ve annen ömrünüz boyunca sağlıklı ve huzurlu yaşayın demiş ve at gitmiş Ayşe ile annesi çok mutlu olmuşlar ve hayatları boyunca mutlu sağlıklı ve zengin olarak yaşamışlar.

 

Fatma ve annesi onları çekememiş, annesi Fatma'ya sen de ormana git demiş Fatma gitmiş yolda bir ağaç varmış ağaç beni kırk yıldır hiç kimse sulamadı şuradaki nehirden bana su dökermisin Fatma onu terslemiş banane bee ben senin hizmetçinmiyim diye bağırmış ve sonra da yolda kırık dökük bir fırın görmüş fırın beni tamir edermisin demiş fatma fırınıda terslemiş hayır tamir edemem demiş ve fatma yoluna devam etmiş sonrada bir çeşme görmüş ve çeşme ona beni tamir edermisin demiş fatma diğerlerini terslediği gibi çeşmeyi de terslemiş hayır tamir edemem deyip yoluna devam etmiş. Yolda tatlı koyun ve at görmüş koyun ve at bakımsızmış Fatma'ya bizi yıkarmısın demiş Fatma hayır diye bağırmış ve at Fatma'ya bizi temizlemedin ama yinede atıma bin ve seni evine götüreyim demiş Fatma ata binmiş ve evine varmış ama at yılan çıkarmış doğamızı temiz tutmalıyız demiş ve fatma ile annesini yılanlar öldürmüş ayşe ile anneside zengin ve mutlu bir hayat yaşamışlar.

Cambaz Kız Mevlüde

Bir varmış, bir yokmuş. Herkesin kendince bir işi varmış. Kimi kürek, kazma ile; kimi okuyup yazma ile iş yaparmış. Demir döven, duvar ören, çift süren; halı, kilim, bez dokuyan; sürü haydayan; geçimini sağlamak için ille de canıyla oynayan kişiler varmış. Canıyla oynayan anlamındaki can-baz sözü, ağızdan ağıza dolana dolana cambaz olmuş. Bırakalım onu bunu da masalımıza bakalım.

Bir zamanlar, gezici bir sirkte cambazlık eden bir baba varmış. Yedi sekiz metre yükseklikte, iki direk arasına gerilmiş telin üstünde, denge sağlamak için ince uzun bir sopa elinde, yürüyerek gösteriler yaparmış.

Gel zaman, git zaman cambaza ilgi azalıp ailesi yoksullaşmaya başlamış. Baba, kara kara düşünür olmuş. Bunu gören kız: "Tele ben de çıkayım, birlikte gösteri yapalım. Çocuklar daha çok ilgilenir."demiş.

Baba "Daha sen altı yaşındasın, olmaz!"demişse de kız ısrar etmiş. Annede kızına katılınca baba kabul etmek zorunda kalmış.

Baba kızın gösterisi ağızdan ağıza, kulaktan kulağa yayılmış. Günü, saati gelmiş; çadır hıncahıç izleyiciyle dolmuş. Sunucunun sesi duyulmuş:"Günlerdir beklediğiniz an geldi. İlk kez cambaz ve kızı birlikte tele çıkıyorlar! Lütfen çıt bile çıkarmadan sessiz izleyiniz!" küçük kız önde, baba arkada tel üstünde yürümeye başlamışlar. kız, yolun yarısına gelmiş. İzleyiciler adeta nefeslerini tutmuşlar,heyecan durakta!... Tam bu sırada izleyici çocuklardan biri, ağzındaki sakızı "pat" diye patlamasın mı?... Sesten ürken cambaz kız, dengesini yitirerek sağa sola yalpalayıp "Hiii" çığlıkları arasında düşmüş. Korkmayan tek kişii babasıymışş. O, telin altında gizli can kurtaran ağını biliyormuş. Kız, bu olayı gösteriye çevirmiş, artık her seferinde yolun ortasına gelince düşermiş. :)

Çirkin Peri Asya

cirkinpHiç çirkin peri mi olurmuş, diyebilirsiniz ama vardı. Merak ettiyseniz hadi okuyun. Bir zamanlar bir ada varmış. Bu adada masal kahramanları, hayali arkadaşlar ve çizgi film karakterleri yaşıyormuş. Bu adaya bu yüzden 'Sihirli Ada' denirmiş. İşte Çirkin Peri de burada yaşıyormuş. Ama o, ne bir hayali arkadaşmış, ne çizgi film veya masal karakteriymiş. O normal biriymiş. İsminde peri geçtiğine bakmayın, kanadı bile yokmuş. Ve çok çirkinmiş. Bu sebeplerden dolayı kimse onunla arkadaş olmuyormuş. Zavallıcık çok üzülüyormuş. Aslında çok iyi kalpli ,iyi niyetli fedakar bir arkadaşmış. Birgün ormanda yürüyüş yapmaya çıkmış. Ters dönmüş bir kaplumbağa görmüş. Minik kaplumbağa:

 

-İmdat! Yardım eden yokmu? Diye bağırıyormuş.

 

Peri onu görünce hemen yanına gitmiş. Onu düz çevirmiş. Sakinleşmesi için onu sevmiş, su ve yiyecek vermiş. Kaplumbağanın ağlaması durmuş, kendisine yardımcı olan kişiye bakmak ve teşekkür etmek istemiş. Başını kaldırınca, Çirkin Peri'yi görmüş. Çok şaşırmış. Çünkü çirkin periyle ilgili birçok söylenti duymuş; çok kötü biriymiş, hep başkalarının eşyalarını alırmış. Minik kaplumbağa:

 

-Merhaba ben Tosi. Bana yardımcı olduğunuz için teşekkür ederim. Fakat ben sizin hakkınızda çok kötü söylentiler duymuştum. Siz aslında çok iyi biriymişsiniz. Niçin sizin hakkınızda böyle şeyler uydurmuşlar?

 

Çirkin Peri:

 

-Rica ederim Tosi. Ben bir masal kahramı falan değilim , normal biriyim ve bu yüzden beni sevmiyorlar...demiş.

 

Tosi:

 

-Ben sizi çok sevdim. Herkese sizin gerçekte ne kadar iyi biri olduğunuzu anlatacağım. Bu arada , sizin adınız artık Çirkin Peri olmasın, başka bir isim bulalım. Şeker Peri olsun mesela, nasıl hoşunuza gitti mi?

 

-Evet çok teşekkür ederim Tosi!

 

O günden sonra kaplumbağa olanları herkese anlatmış ve insanlar arkadaş seçerken dış görünüşe değil, karaktere bakmışlar...

 

Yazan: Asya

Yastıkçı Kazım Yakup emir ÇAKAR

Bir varmış bir yokmuş develer tellal pireler berber iken yastıkcı kazım usta yaşarmış.

Kazım usta'nım satışları çok iyi gidiyormuş kazım usta Erzurumda yaşarmış. Oğluyla birlikte arabaya binmişler oğlu Ahmet:

-Baba bizim arabanın plakası ne?

Kazım usta:

-Ahmet bizim arabanın plakası"25 ERZ 34.

Bu konuşmanın ardından yola devam etmişler. Sonunda Ahmet'in okuluna varmışlar. Ahmet babası ile vedalaşıp okula girmiş. Kazım usta'da dükkanına gitmiş.

Akşam olmuş Kazım ustanın oğlu eve gelmiş babasına demişki:

- Baba okulda herkes gezilere gidiyor ben neden gidemiyorum? Kazım usta:

-Ahmet mazot çok yükseldi ve bütçemiz bu kadar pahalı gezilere seni göndermeye yetmez.

Bi iki saat olduktan sonra Ahmet yatmış. Kazım usta ertesi gün için yastık hazırlıyormuş. Ertesi gün kazım usta oğluna süpriz yapıp onu geziye göndermişti

Çocukuz Zilan temel

Küçük Bir kasaba varmış bu kasabadaki herkes birbirini çok sever kimse kimsenin hiç bir şeyini çalmazmış ta ki kimsenin bilmediği tanımadığı bir yabancı gelene kadar. Bu yabancı kasabaya geldiğinden beri herkesin Bir şeyleri çalınır olmuş kasabada huzursuzluk yaratmış. Kasaba halkı toplanıp adama eşyalarımızı sen çaldın demiş. Adam da çalmadığını iddia ediyormuş gel zaman git zaman kasaba halkı bu durumdan sıkılmış ve kasabayı birer birer terk etmişler. Bu durumu gören adam üzülmüş herkesin eşyalarını geri vermiş niyetinin sadece şaka olduğunu belirtmiş, kasaba halkının söylediği ise "şaka bir kişiye yapılır ve uzatılmaz" olmuş

.....

# Amatör Kısa Masallar Ekleyin

Diğer Sayfalar:
1 2 3 4 5 6 7 8 [9]

Bu bölümde içerik olarak kısa olan masallar ve amatörce yazılmış masallar yer almaktadır. Amatör masallar (saçma da olsa) yazan kişileri teşvik amacıyla yayınlanmaktadır. Siz de yazdıklarınızı masal Amatör Kısa Masallar Ekle bölümünden yayına ekleyebilirsiniz.

Amatör Çocuk Masalları - Kısa Masallar, Hikayeler, Öyküler