Amatör Çocuk Masalları - Kısa Masallar, Hikayeler, Öyküler

Uzaya Yolculuk Muhammed cuban 6/A

Can ve üç arkadaşı Alaca karanlıkta deniz kenarında durmuş gökyüzünü seyrediyorlar.

Uzaktan bakıldığında kaygılı oldukları anlaşılıyordu. Güneş az önce batmış, gökyüzündeki birer yıldızları sanıyorlardı.

Can:

- Pırıltı görmeyeli uzun zaman oldu, dedi.

Diğerleri sustular. Verecek bir cevapları yoktu, yukarı bakmaktan boyunları ağrıyan arkadaşlardan

Sinem:

- Bir şeyler yapmalıyız dedi.

Bora umutsuz bir sesle:

-Ne yazık ki beklemekten başka çaremiz yok, dedi.

 

BÖLÜM 2

 

İki Ay Sonra

Dört arkadaşın komşularının üzerinden iki ay geçmiş. Pırıltıdan hala bir haber alınmamıştır. Gökyüzünde her zamanki yerinde parlamıyordu artık. Yeryüzündeki dört arkadaşını da ziyaret etmiyordu.

Can, Bora, Sinem ve Doğan derslerinden arta kalan tüm zamanlarında canların evinde toplanıyorlar. Pırıltı'yine tanıdıkları günden bu yana Can'in odası toplantı odasına dönmüştü.

Dertsiz Çoban Sümeyye Özlem Göçer

Adamın birisi, bir gün, durup dururken kör olmuş. Çaresiz bir şekilde doktor doktor dolaşmaya başlamış. Ancak gittiği tüm doktorlar adamın neden kör olduğunu ?Gözlerinde bir hastalık yok ama görmüyorsun, biz senin durumundan bir şey anlayamadık.? diyerek cevap verip adamı tedavi edememişler?

 

Doktorlardan umudunu kesen adam, derdine çare aramak için dünyayı dolaşmaya başlamış?

 

Gittiği bir dergahta kör adama; "Bak efendi, sen bu derdinden kurtulmak istersen, hayatta hiçbir derdi olmayan bir adam bulacaksın, onun üzerindeki gömleği gözlerini süreceksin, böylece gözlerin tekrar görmeye başlayacak? denmiş.

 

Bu söz üzerine adam yine yollara düşüp koca dünyada dertsiz birini aramış durmuş?

 

Günün birinde, bir dağda bir çoban olduğunu ve onunda hiçbir derdinin olmadığını öğrenmiş. Ve hemen söylenen o dağa doğru yol almış. Denildiği gibi dağda çobanı bulmuş, derdini anlatmış, demiş ki: "Eey çoban; duydum ki senin bu dünyada hiçbir derdin yokmuş, doğru mu?" Çoban mahçup bir sesle ?yoktur? diyerek yanıtlamış adamı. "Allah?a şükür benim hiçbir derdim yoktur." Kör adam sevincinden ne yapacağını şaşırmış, onca zamandır beklediği an gelmiş çatmış, gözlerinin görmesini artık çok az bir zaman kalmış? Kör adam konuşmasına devam etmiş:

"Çobanım, canım çobanım, gömleğini hele bir çıkarda, çıkarda gömleğini gözlerime süreyim, gözlerime süreyim ki bende görebileyim?" Çoban cevap vermiş; "İyi ama benim gömleğim yok ki!"

Çoban dertsiz olmasına dertsizmiş ama, bir gömleği de yokmuş?

Hezarfen Ahmet Çelebi İREM ÇAKMAKOĞLU

Bir varmış, bir yokmuş. Bir adam varmış adı ise Hezarfen Ahmet Çelebi ?ymiş. Bir gün Hezarfen havada uçan kuşları görmüş ve insan da kuşlar gibi uçmalı demiş. Hezarfen bir gün yine düşünürken biri kapıyı çalmış. Hezarfen?in arkadaşıymış bu kişi. Arkadaşı:

- Hezarfen ne yapıyorsun?

- Düşünüyorum demiş. Arkadaşı:

- Yine ne düşünüyorsun demiş. Hezarfen:

- Uçmayı düşünüyorum.

- Nneeee! Bu çok tehlikeli.

Hezarfen arkadaşının sözleri dikkate almamış. Hemen eline kağıt kalem almış ve iki tane kanat tasarlamış. Kanatları tasarlarken de arkadaşına şöyle demiş:

- Ben uçmayı düşünürken insan ve kuş arasında bağlantı kurdum. Kanatları tasarlarken ise insan vücudunu kaldırabilecek büyük kanatlar tasarladım.

- Arkadaşı, Hezarfen'e bunu yapmaması gerektiğini ne kadar söylese de Hezarfen hiç birine aldırış etmemiş.

Kanatları tasarladıktan sonrada Galata Kulesine çıkarak koskoca kanatları iki koluna takmış ve Galata Kulesinden kanatları çırparak kendini aşağıya atmış. İlk uçmayı bulan kişi olarak tarihe altın harflerle adı yazılmış.

Günümüzde uçmak için artık daha teknolojik ürünler var. Uçak helikopter gibi bir çok ulaşım aracıyla seyahet edebiliyoruz.

 

Beyaz Süt Misafir

Havalar çok soğuktu o gün lapa lapa kar yağıyordu annem damın içinde ineğimiz sarıkızın sütünü sağıyordu.

 

Okullar bir haftalığına tatile girmişti. Sarıkız hasta olmuştu sütünün rengi sapsarıydı. Artık süt bile içemiyordum. Sarıkız ölecekti biz bu duruma çok üzülmüştük.

 

Annem artık sarıkızı sağmıyordu. hava çoksoğuktu artık okullarda başlamıştı. Bir gün camdan dışarı baktığımda her yer bembeyazdı yine kar yağmıştı.

 

Annem beni okula göndermek için kaldırmıştı. Kahvaltımı yapıyordum. evden çıktım okula giderken arkadaşımı gördüm onla birlikte okula gittik.O gün okul itmişti yine eve geldim. Tekrar sabah olmuştu yine kalktım o gün günlerden cumartesiydi. Sarıkızın yanına gittim beni görünce mööö diye ses verdi.

 

Sarıkızı çok iyi görmüştüm sarıkızın sütünü sağdığımda sütü bembeyazdı. BEYAZ SÜT diye bağırdım...

Perili Orman Haticenur Melekoğlu

Merhaba ben bir çocuğum.İsmim RÜYA.BUGÜN SİZE BENİM YAŞADIĞIM MACERAYI ANLATACAĞIM.BİR GÜN ARKADAŞLARIMLA GEZERKEN BİR ORMANLA KARŞILAŞTIK.DIŞTAN KORKUTUCU GÖZÜKÜYORDU,İÇİ İSE RÜYA GİBİYDİ.

 

ORADA RENGARENK KELEBEKLER VAR.HER BİRİ ORMANA RENK KATIYORDU.HADİ NEYSE KONUYA GELELİM.ORMANI GEZMEYE BAŞLADIK.DOĞANIN KOKUSU ÇOK GÜZELDİ.BU ORMAN BANA TANIDIK GELMİŞTİ.ÇANTAMDAN KİTABIMI ALDIM VE ORMANLARIN İSİMLERİNE BAKTIM.SONUNDA BURANIN İSMİNİ BULMUŞTUM.İSMİ PERİLİ ORMANDI.BEN BURDA EN ÇOK KELEBEKLERE MERAK SARMIŞTIM.ÇALILARIN ARKASINDAN SESLER GELMEYE BAŞLADI.HEPİMİZ KORKUYLA BAĞIRDIK.ÇALILARIN ARKASINDA KÜÇÜK,KÜÇÜK EVLER VARDI.ORADA PERİLER VAR İDİ.ZATEN İSMİDE PERİLİ ORMANDI.İNCE BİR SES TONUYLA MERHABA DEDİM.ONLARDA BİZE MERHABA DEDİ . BİZİ ORAYA DAVET ETTİLER.BİZE MEYVE SUYU VE KURABİYE YERMİSİNİZ DEDİLER.BİZDE ÇOK ACIKMIŞTIK.EVET DİYE CEVAP VERDİK.KÜÇÜK SİHİRLİ ÇUBUĞUYLA BİZE KURABİYE VE MEYVE SUYU İKRAM ETTİLER.BİZDE KURABİYELERİMİZİ YEDİK VE MEYVE SUYUMUZU İÇTİK. GEZİMİZ SONA ERMİŞTİ.GÜLE GÜLE DİYEREK UZAKLAŞTIK.ARTIK EVLERİMİZE VARMIŞTIK.BU MACERAYI, MACERA DEFTERİMİN BİRİNCİ SIRASINA EKLEMİŞTİM

 

SON

Madarka elanur torun

Bir kadın varmış kadının 2 erkek çocuğu varmış ama kadın hep bir kız çocuğu olsun istermiş sonra 1 tane daha oğlu olmuş ama onları rahatsız eden bir şey varmış her gece kullanmadıkları odanın kapısı 11 kere çalarmış.

 

Bir gün en büyük oğuları kaybolmuş baba çok endişelenmiş ve demiş ki ben bu kapıdan giricem belki bir şey ama siz sakın salondan çıkmayın çocuklar annenizin yanından sakın ayrılmayın o kişi her kimse sizi de kaçırabilir demiş ve kapıdan geçmiş odayı aramış birden kitaplık yerinden oynamış adam çok korkmuş imdaat imdaat! diye bağırmış tabi anne ve çocuklar da çok korkmuşlar baba salona girmiş anne noldu oğlum ordamı demiş.

 

Baba hayır orada biri var kitaplık yerinden oynadı demiş bende çok korktum salona geldim demiş akşam ban orda tutucam demiş anne hayır demiş küçükken bir hikaye duymuştum bir canavar varmış o canavar bir eve dadanırmış o evin kapısını her gece çalarmış eğerki birisi kapıyı açarsa heleki bu bir çocuk olursa vay haline onu kaçırır 40 gün ona korkunç hikayeler anlatırmış onu orda hapis edermiş heleki birisi girerse işto o zaman yapacaklarımı ben çok iyi biliyorum o yüzden ben gidicem demiş eğer bana bir şey yaparsa işte ozaman onun gözünün ferini alırım demiş baba tamam ama eğer o size birşey yaparsa işte o zaman onun gözünün ferini ben alırım demiş baba anne gitmiş ey madarka bırak oğlumu bırakmasan kızının sahibi olurum demiş madarka ey fani sen benim kızımı nerden biliyorsun demiş anne bırak oğlumu demiş madarka da bırakmam deyince madarkanın gözünün ferini almış birden oğlu çıkmış anne bu canavar bana çok kötü hikayeler anlattı demiş anne hepsi yalan demiş salona gitmişler madarka evden çıktık tan birkaç ay sonra bir kız çocukları olmuş madarka da hak ettiğini bulmuş,

# Amatör Kısa Masallar Ekleyin

Diğer Sayfalar:
1 2 3 4 5 [6]7 8 9

Bu bölümde içerik olarak kısa olan masallar ve amatörce yazılmış masallar yer almaktadır. Amatör masallar (saçma da olsa) yazan kişileri teşvik amacıyla yayınlanmaktadır. Siz de yazdıklarınızı masal Amatör Kısa Masallar Ekle bölümünden yayına ekleyebilirsiniz.

Amatör Çocuk Masalları - Kısa Masallar, Hikayeler, Öyküler