Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Yayımlanmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çıkmak
- Aktarma Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aktarmak
- Ölümlü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Fani
- Sırdaş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mahrem, Gizdeş, Sır Ortağı
- Temel Taşı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dayanak, Esas
- Yakıcı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Etkili, Dokunaklı, Yakan
- Kânunuevvel kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aralık
- Start kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çıkış, Çıkım, Başlangıç
- Mesuliyetli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sorumlu
- Düşkün kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Manyak, Mecbur, Meraklı, Yangın
- Danışıklı Dövüş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Şike
- Sanatçı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Artist, Sanatkâr, Usta
- Böbürlenmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Büyüklenmek, Övünerek Kabarmak, Kurulmak
- Mahvetme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kahır
- Hacet Yeri kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tuvalet
- Otlak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yaylak, Salmalık, Mera
- Ürümek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Havlamak
- Bahsetme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Temas
- Müfettiş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Denetmen, Teftiş Eden, Denetçi, Bakman
- Toslamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tos Vurmak; Çarpmak
- Sosyo kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Toplumsal
- Ümitvar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Umutlu
- Çav kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Haber, Ses, Ün
- Alçı Taşı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Jips
- Perdah kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Parlatma
- Ardılmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çatmak, Sataşmak
- Sevdalı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Âşık, Vurgun
- Atelye kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İşlik
- Teessür kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Üzülme, Gam, Üzüntü, Etkilenme, Yerinme, Yerinç
- Samimiyet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İçtenlik
- Tavizcilik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ödüncülük
- Tekaüt kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Burs, Emekli
- İncelemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tetkik Etmek, Tekşirmek, Araştırmak, Bakmak, Eşmek, Gözlemek, İzlemek, Karıştırmak, Kaşımak
- Kandela kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mum
- Büyütmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Abartmak, Mübalağa Etmek, Bakmak
- Oyun kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eğlence, Dans, Düzen, Entrika, Hile, Kumar, Külah, Olta, Sahne, Temaşa, Temsil
- Ferah kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sıkıntısız, Sevinçli, Geniş, Bol, Hafif, Sevinç, Sevinçlilik, Havadar, Aydınlık, İç Açıcı (Yer)
- Mülahaza kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İrdeleme, Görüş, Düşünce
- Mukallit kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yansıcı, Taklitçi
- Alarga kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Engin
- Tür kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Nevi, Cins, Çeşit, Kabil, Kalem, Nev, Soy, Tarz, Türlü, Zümre
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü