Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Tenzilatlı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İndirimli
- Ahenkli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uyumlu
- Akü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Akümülatör, Akımtoplar
- Yetiştirme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Terbiye
- Sınır kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çizgi, Had, Hat, Hudut, Limit, Nokta, Serhat, Son, Uç
- Bileşke kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Vektör, Muhassala, Birleşme
- Nail kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Erişmiş
- Dengelemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tarazlaştırmak
- Titizlenmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Öfkelenmek
- Süratli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hızlı, Seri, Tez, Çabuk
- Aydınlatmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Işıtmak, Işıklandırmak, Tenvir Etmek, Tavzih Etmek, Bilgilendirmek
- Fikren kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Zihnen
- Testere kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bıçkı
- Ağır kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kiloca Fazla, Değerli, Güç, Yüklü, Yavaş, Yoğun, Ağırbaşlı, Alçak, Ciddi, Çetin, Dokunaklı, Gösterişli, Güç, Kırıcı, Korkulu, Oturaklı, Tehlikeli, Vahim, Veznin
- Efsunlamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Okuyup Üflemek, Büyülemek, Büyü Yapmak
- Göz Hapsi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Göz Tutsağı
- Çöllük kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çorak
- Pıçapıç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Fiskos
- Pozitif kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Artı Yük, Artı, Olumlu, Tanıtlanmış, Tanıtlı
- Mevzii kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yerel
- Bulaşmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kirlenmek, Sürülmek, Sirayet, Çatmak, Çıkmak, Girmek, Sataşmak, Sirayet Etmek, Sıvışmak
- Açkı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Anahtar, Cila, Perdah, Açar
- Dikta kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Buyruk
- Sağlıksız kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yarım
- Afi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gösteriş, Çalım, Caka, Fiyaka
- Vurma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dayak, İsabet
- Geçimsiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bedreftar, Huysuz, Şirret, Yola Gitmeyen, Kavgacı
- Sanrı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Birsam, Halüsinasyon
- Cansız kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ölmüş, Bitkin, Güçsüz, Hareketsiz, Durgun
- Ayran Ağızlı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Boşboğaz, Geveze
- Aklamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İbra Etmek, Temize Çıkarmak, Beraat Ettirmek, Beraat Kazandırmak
- Malzeme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gereç, Materyal
- Gıcırtı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Protesto
- Eksiklik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ayıp, Eksi, Kusur, Noksan, Şaibe, Zaaf
- Zenne kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kadın
- Kerevet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Seki, Sedir
- Cızıldamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cızırdamak
- Tevazukâr kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alçak Gönüllü
- Orta kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ilımlı, Orantı, Tutarlı, Vasat
- Ehliyet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yeterlik, Yetenek, Kabiliyet, Sürücülük Vesikası, Uzluk, Yetki
- Şans kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Baht, Güman, İhtimal, Kısmet, Talih, Uğur, Yıldız, Felek
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü