Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Testere kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bıçkı
- Varak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yaprak, Varaka
- İhtar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hatırlatma, Uyarma, Haberdarlık, İkaz, Uyarı, Anımsatma, Dikkat Çekme, Uyartı
- Kitabe kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yazıt
- Boşluk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eksiklik, Kofluk, Feza, Oyuk, Ara, Göz, Kesinti
- Mütemayil kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eğilimli, Meyilli
- Piyaz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Soğan
- Şatafatlı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gösterişli, Cafcaflı, Görkemli, Lüks
- İltifat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İlgilenme, Hoş Söz, Tatlı Davranma, İlgilenme, Rağbet Etme
- Acılık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Felaket, Keskinlik, Kinayelilik, Meraret, Sertlik, Tüntlük, Uğursuzluk, Zehirlilik
- Materyalizm kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Özdekçilik
- Hayalci kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hayalperest
- Kaybolma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kayıp
- Tertip kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düzen, Düzenleme, Sıralama, Koldaş, Dizgi, Hile, Komplo, Düzene Koyma, Hazırlama
- Emretmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Buyurmak
- Bay kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Erkek
- Arsa kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Saha, Toprak Sahası, Yer
- İşaretli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İmli
- Sırılsıklam kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İyice, Adamakıllı, Çok Islak, Sırsıklam
- Tımarhane kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Delihane
- Dini Hikaye kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Menkıbe
- Saldırıcı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mütecaviz, Saldırgan, Tecavüzkâr
- Acemi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Toy, Bilgisiz, Deneyimsiz, Yabancı, Amatör, Müptedi, Tor
- Döyeçlemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Pataklamak
- Katmerleşmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Artmak, Çoğalmak
- Ucar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Haber
- Alevlenmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Harlamak, Öfkelenmek
- İtibar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Haysiyet, Kadir, Kredi, Onur, Ölçü, Rağbet, Saygınlık, Prestij
- Kafası Küflü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gerici
- Tanıtlamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İspat Etmek, İspatlamak
- Gafilce kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aymazca
- Onarmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düzeltmek, Tamir Etmek, Yapmak
- Karar Tutma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İstikrar
- Işıldak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Projektör
- Senlibenli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Samimi
- Edebiyat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yazın, Literatür
- Vuzuh kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Açıklık, Aşikârlık, Aydınlık
- Yüz Sathı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yüz Ölçümü
- Çiğde kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hünnap
- Üstlenme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Taahhüt
- Göz Atmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Göz Gezdirmek
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü