Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Hab kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uyku
- Münakaşa Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tartışmak
- Nazlanmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Naz Etmek
- Mevlüt kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Doğum
- Karıştırıcı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bozguncu, Mikser, Müfsit
- Gerdanlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Boyunluk, Gerdanbent
- Kasıtlı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İsteyerek, Bilerek
- Nakil kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Taşıma, Göç, Aktarım, Geçirme, Aktarma, Tayin, Atama, İletim, Göçürme, İletken, İletme, Aktarış, Taşın
- Çığır kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yol, Patika, İz, Keçiyolu, Meslek, Tarz
- Aldangıç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tuzak
- Oturmuş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kök Salmış, Yerleşik
- Teyakkuz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uyanıklık
- Kara Yer kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mezar
- Kombinasyon kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tertip
- Yoldan Çıkartma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İğfal
- Tedavi Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düzeltmek
- İşportacı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hırdavatçı
- Tavassut kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aracılık, Ara Bulma, Araya Girme, Aracılık Etme
- Asayiş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Güvenlik, Baysallık, Emniyet
- Fit kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ödeşme, Razılaşma
- Denktaş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Denk, Eşit
- Cali kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sahte, Yapma, Yapmacık, İçten Gelmeyen
- Batkınlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İflas
- Şehbender kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Konsolos, Elçi
- Dımdızlak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çırılçıplak, Cascavlak; Bomboş, Eli Boş
- Takoz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kama
- Telkin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı (Düşünce) Aşılama, Kulağına Koyma
- Tapon kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aşağılık, Niteliği Düşük
- Esnek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Elastiki
- Tenkit kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eleştirme, Eleştiri, Noktalama
- Lâtife kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Fıkra, Şaka
- Duyulan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mahsus
- Takbih Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ayıplamak
- Dözmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Katlanmak
- Ortakça kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ortaklaşa
- Maltaeriği kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yenidünya
- Mukarenet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uygunluk
- Manzara kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Durum, Görüntü, Görünüm, Görünüş
- Duyurulmayan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gizli
- Jüpiter kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Erendiz, Müşteri
- Yenirce kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Frengi
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü