Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Ekstrem kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aşırı, Uç, En Uç, En Son; Aşırı, Müfrit
- Aval Aval kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aptal Aptal
- Asetat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Saydam
- Kusursuz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düzgün, Harika, Mükemmel, Tam
- Müstamel kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eski
- Aktarma Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aktarmak
- Tutkun kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bağlanmış, Bağlı, Düşkün, Hasta, Mecbur, Meftun, Yangın
- Müteahhit kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yüklenici, Bağıtçı, Üstlenici, Üstenci
- Ayıp kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kusur, Eksiklik, Leke, Damga, Utanç Verici, Noksan, Uygunsuz, Kötü, Şaibe
- Şeamet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uğursuzluk
- Haydutlar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eşkıya
- Muasır Olmayan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çağ Dışı
- Suiistifade kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Suistimal
- Varmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ulaşmak, Erişmek, Çıkmak, Dayamak, Dayanmak, Evlenmek, Gelmek, Gitmek, İnmek, Kavuşmak, Tutmak, Vasıl Olmak, Yetişmek
- Fırtına kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sıkıntı
- Ruhsatname kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ruhsat
- Yol Sakçısı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Trafik Polisi
- Tıpçı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sağlıkbilimci
- Dostluk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Arkadaşlık, Gönüldaşlık, Yoldaşlık, Hukuk
- Cereyan Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Geçmek, Olmak
- Harek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sedye
- Boysuz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tıknaz, Bodur, Bacaksız, Bastıbacak
- Loda kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Demet, Küme, Yığın
- Caba kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Karşılıksız, Bedava, Bundan İlave, Üstelik
- Palazlanmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İrileşmek, Büyümek, Gelişmek, Varlanmak
- Kotlet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Pirzola
- Götürülmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gitmek
- Lala kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dadı, Daye
- Önel kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mehil, Mühlet
- Hakikatsiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Vefasız
- Solumak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Nefes Almak
- Morg kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ölühane
- Üzülmüş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Müteessir, Üzgün
- Saadet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mutluluk, Mut, Ongunluk
- Çul kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Giyim, Giysi
- Dizi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düzüm, Kol, Saf, Seri, Sıra
- Gizem kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Esrar, Sır
- Akümülatör kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Akımtoplar, Akü
- Yapışkan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bulaşık, Tutkal, Yapıştırıcı, Zamk
- Yaşayan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Canlı
- Makaslamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kayırtmak, Kesmek
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü