Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Armada kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Donanma
- Payizde kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Güzün
- Gönenç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bolluk, Refah, Rahatlık Ve Varlık İçinde Yaşama
- Başeğme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Boyun Eğme, Başeğim, İtaat, Teslimiyet
- Nakolay kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sakar
- Perhiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Diyet, Oruç
- Samanlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Merek
- Nazenin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Narin, İnce
- Tutma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kesinti
- Vicahen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yüzüne Karşı, Yüzlemece
- Rütbe kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aşama, Derece, Mertebe, Mevki, Paye, Sıra
- Akşamcı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sarhoş
- Tabiaten kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yaradılıştan
- Hoşaflık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Güçsüzlük
- Bönce kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Budala, Saf
- Yahşi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İyi, Güzel
- Konferans kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Konuşma
- Meram kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Amaç, Gaye, İstek, Maksat, Erek, İstem
- Mapushane kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cezaevi
- Zir Zibil kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çer Çöp
- Kutsamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Takdis Etmek
- Enfeksiyon kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bulaşma, Bulaşım
- Vücutlu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İri
- Yükümlü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mükellef, Borçlu, Memur, Mükellefiyetli
- Gözlemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Araştırmak, Beklemek, Gözetlemek, İncelemek, İzlemek, Kollamak, Korumak, Müşahede Etmek, Tarassut Etmek, İntizar Etmek
- Boşaltma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tahliye
- Restoran kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Lokanta, Aşevi
- Entrikacı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düzenci
- Kazara kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bilmeden, Gözlenilmeden, Rastgele, Tesadüfen, Yanlışlıkla, Kazaen, Rastgele
- Bucak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Açı, Kasaba, Kenar, Köşe, Nahiye, Yer, Zaviye
- Muhtaç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yoksul, Fakir, Gereksinimli, Eksikli
- Etlenmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Semirmek, Şişmanlamak
- Sakinleşmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dinmek, Durulmak, Rahatlamak, Yatışmak
- Koşuntu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tayfa
- Mıymıntı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ataletli, Lenk
- Mizan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ölçü, Terazi, Sağlama
- Sepi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dabaklık
- Temizleme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tasfiye
- Pepeme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Pepe
- Zapturapt kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tuturgu, Durtut
- Hatırlatmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Anımsatmak, Uyarmak, İhtar Etmek, Deşmek, Okşamak, Söylemek
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü