Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Pedagoji kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eğitimbilim
- Elulağı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yardımcı, Yamak
- Muhacir kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Göçmen
- Jale kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kırağı, Çiğ
- Fare kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sıçan
- Vasiyetname kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Vasiyet
- Aydınlatmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Işıtmak, Işıklandırmak, Tenvir Etmek, Tavzih Etmek, Bilgilendirmek
- Haberleşmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mektuplaşmak, Telefonlaşmak, Muhabere Etmek, İletişmek
- Elbisesiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çıplak
- Hayati kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Önemli, Yaşamsal
- Dandik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düzmece
- Mehzur kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sakınca
- Abuk Sabuk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Anlamsız, Saçma Sapan, Boş (Söz), Herze, Abuk Subuk
- Umut kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düş, Rüya, Ümit, Ferahlık
- Güzaf kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Boş, Anlamsız, Beyhude
- Dökmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Akıtmak, Açıklamak, Açığa Vurmak, Bırakmak, Boşaltmak, Düşürmek, Harcamak, İfşa Etmek, Kullanmak, Ödemek, Saçmak, Salmak, Sarf Etmek, Serpmek, Söylemek, Taşımak, Yakmak
- Yaraşmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yakışmak, Gitmek, Uymak
- İbret kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Öğreti, Örnek, Acayip, Çirkin, Ders, Kötü
- Perdah kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Parlatma
- Rejisörlük kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yönetmenlik
- Soygunçu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Şaki
- Koçaklama kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Savaş
- Ağlaşmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sızlanmak
- Yazık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Günah
- Feribot kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Araba Vapuru
- Kısılma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Takabbuz
- Şerait kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Koşullar, Şartlar, Vasat
- Dert kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ağrı, Çile, Elem, Gaile, Hâl, Kambur, Kaygı, Keder, Kor, Sorun, Ur, Üzüntü, Yara, Süreğen Hastalık
- Aristokrat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Soylu
- Çeltek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uşak, Yardımcı
- Kavasya kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Acıağaç
- Alıştırmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hazırlamak
- Ikıl Ikıl kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Zorla
- Diriğ Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Esirgemek
- Tıksırıklı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Rahatsız
- Cazibedar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çekici
- Elkızı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eş, Gelin, Kadın
- Sıvındırmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Temyi Etmek
- Saffet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Arılık, Temizlik
- Bilgicilik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Safsata, Sofizm, Safsatacılık
- Çocuk Bilimi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Etfaliyat
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü