Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Ziyaret kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Görüşme, Yatır, Türbe, Görme, Göret, Görüş
- Rehavet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uyuşukluk, Gevşeklik, Ağırlık, Tembellik
- Ön Söz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mukaddime
- Sevinç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bayram, Ferah, Kıvanç, Mutluluk, Neşe, Şenlik, Şevk, Coşku
- Yol kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uzaklık, Çare, Sistem, Yolculuk, Defa, Erkân, Ezgi, Gaye, Hat, Hız, Kere, Kez, Maksat, Metot, Minval, Muamele, Reçete, Sefer, Sırat, Suret, Şekil, Tarz, Uğur, Usul, Vadi, Yöntem, Araç, Nizam, Tutum, Gidiş, Amaç
- Yöneltmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çevirmek, Vermek
- Pürneşe kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Neşeli
- Kabahat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Suç, Kusur, Hata, Töhmet
- Curcunalı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ses
- İş Kadını kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İş Adamı
- Çok Sözlü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Konuşkan
- Epope kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Destan
- İbadethane kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tapınak
- Acuze kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kocakarı
- Kanepe kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Divan
- Tabl kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Davul
- İhtilaf kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uyuşmazlık, Anlaşmazlık, Ayrılık, Aykırılık
- Seçim kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tercih, Yeğleme, Saylav, Seçki
- Hareketsiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Durgun, Ölü, Tek, Sabit
- Fasit kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bozuk, Kötü
- Avlu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hayat
- Prezervatif kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kaput
- Halel kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bozma, Bozukluk
- Tacizlik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tedirginlik
- Anlatmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Açıklamak, Aydınlatmak, Açmak, Yorumlamak Açımlamak, Tafsil Etmek, İfade Etmek, Beyan Etmek, Göstermek, İzah Etmek, Nakletmek, Söylemek
- Hazım kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sindirme, Sindirim
- Hırgür kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çekişme, Dalaşma, Kavga
- Yaraşmayan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uygunsuz
- Boruçiçeği kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çan çiçeği; Tatula
- Bağnazlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Taassup, Geri Kafalılık
- Vaki kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Olan, Olmuş, Koruyucu
- Kros kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kır Koşusu
- Şaman kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kam
- Kör Sıçan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Köstebek
- Set kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bent, Grup, Kaş, Seki, Takım, Bağla, Sedir, Çıkıntı, Bölüm
- Utkulu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Muzaffer
- Başkalık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ayrım, Fark
- Yapabilmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yetişmek, Gücü Yetmek
- Önemsemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mühimsemek, Saymak, Takmak
- Mürailik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İkiyüzlülük
- Herze kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Abuk Sabuk, Anlamsız, Saçma, Saçma Söz, Zevzeklik
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü