Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Sis kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Buğu
- Cephe kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Taraf, Yan, Yön, Yüz, Alnaç, Alın
- Tılsım kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çare, Önlem, Gizem, Kuvvet
- Zelzele kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Deprem, Sarsıntı
- Tamir Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Onarmak, Yapmak
- Ekşimsi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Buruk
- Ölçü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Boyut, Çap, Değer, Ebat, İtibar, Miktar, Mikyas, Miyar, Ölçüt, Tartı, Vezin
- Resmiyetçilik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bürokrasi
- İşbaz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İşgüzar
- Verecekli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Borçlu
- Sıklet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ağırlık, Yük, Sıkıntı
- Azizlik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Muziplik, Şaka
- Örgün kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Müteazzi
- Hızlanmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Süratlenmek
- Durgunlaşmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sakinleşmek
- Harmani kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Pelerin
- Terakki Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İlerlemek
- Cepçi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yankesici
- Kulübe kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çatanak, Köşk
- Telek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yelek
- Tevellüt kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Doğma, Doğum
- Kudsi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kutsal
- Nezarethane kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gözetimlik, Nezaret
- Şanssız kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uğursuz
- Maruza kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tebliğ
- Külhani kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kabadayı, Serseri
- Mutsuz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bedbaht, Zavallı
- İçtimai kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Toplumsal, Sosyal
- Çalgın kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kötürüm, Sakat
- Yazınsal kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Edebî
- Haset kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kıskanç, Kıskançlık, Günü, Çekememezlik
- Hor kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Değersiz, Aşağı, Önemsiz
- Paleografi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eskiyazıbilim
- Perdelemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gizlemek
- Alavere kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kargaşalık
- Emare kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Belirti, İz, İpucu, Alamet, Delil
- Lokalize Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sınırlamak
- Husus kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İş, Konu, Madde, Özellik, Yön
- Öcük kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Garez, Kin
- Arıklamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Süzülmek
- Arkaüstü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sırtüstü
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü