Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Muhtekirlik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Vurgun
- Kayırma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Himmet, İltimas, Koltuk
- Operatör kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cerrah, İşletmeci, Onman, Hekim, Teknisyen
- Geri Vermek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kaytarmak, İade Etmek
- Muhtekirlik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Vurgun
- Santimantalist kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Duygusalcı
- Görgüsüz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Basit, Çakal, Hıyar, İlkel, Kabak, Tor, Yavan
- Kumbara kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gülle
- Nevaî kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ezgisel
- Vitamin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gıda
- Zaminlik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kefalet
- Kıstak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dil
- Peşin Fikir kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ön Yargı
- Monopol kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tekel
- Semereli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Verimli
- İlla kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hele, İlle, Özellikle
- Maktul kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Öldürülmüş
- Tamamlanmış kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tamam
- Şırlağan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Akıntı
- Muştuluk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Müjde
- Koltuk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Destek, Makam, Sandalye
- Vakur kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ağırbaşlı, Ciddi, Veznin, Yalımlı, Onurlu
- Vuruşma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Müsademe, Dövüş
- İt Canlı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dayanıklı
- Sanayi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Endüstri, Uran
- Tensik Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düzeltmek
- Bodur kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tıknaz, Bacaksız, Bastıbacak, Bücür, Alçakboylu, Cırttan, Kısaboy
- Toplantı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Deri, Dernek, İçtima, Meclis, Yığıncak
- Bulutsu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Nebülöz
- Kaskatı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Acımasız
- Kaygı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dert, Düşünce, Efkâr, Endişe, Gaile, Gam, Merak, Tasa, Üzüntü
- Şuur kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Akıl, Us, Bilinç
- Kırcı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dolu
- Tuhafiyeci kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çerçici
- Bildirmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Haber Vermek, Anlatma, İfade, Bilgi Vermek, Anlatmak, İfade Etmek, Aktarmak, Beyan Etmek, Getirmek, Lütfetmek, Vermek, Yayımlamak
- Hizmetkâr kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uşak
- Bağıntı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Nispet, Görelik, İzafet, İzafiyet, Bağlılık
- Azgınlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dalalet
- Cesaretlendirmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yüreklendirmek
- Temrin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bacanma
- Görünüşte kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sureta
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü