Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Ismarlamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sipariş Etmek
- Ehli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ehlileştirme, Evcil
- Bariyer kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Engel
- Anıklamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hazırlamak
- Düçar Olmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uğramak
- Nazaran kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Göre
- Yârenlik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Arkadaşlık, Muhabbet, Sohbet, Söyleşi, Dostluk, Şakalaşma, Şaka
- Efekt kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Etke
- Ekonomist kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İktisatçı
- Sokmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Saplamak, Tıkmak, Zehirlemek
- Jen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gen
- Atılmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Başlamak, Fırlamak, Hücum Etmek, Saldırmak
- Tefevvuk Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bastırmak
- Nüve kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çekirdek, Özek
- Baş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kafa, Ser, Başlangıç, Çıban, Esas, Kelle, Saksı, Temel
- Şimdi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı O An, Az Sonra, Yakında, Hazır, Az Önce, Biraz Önce, Demin, Halen
- Denk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Müsavi, Beraber, Emsal, Tay, Yatak, Yorgan, Yük
- Eşey kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cinsiyet
- Merhume kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Rahmetli
- Niçenci kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kaçıncı
- Konaklamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dincelmek, Gecelemek, İnmek, Kalmak
- Terbiye kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Edep, Eğitim, Görgü
- Kontrast kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Karşıtlık, Karşıt, Tezat
- Söylenti kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Rivayet, Söz, Haber
- Kolektivist kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ortaklaşacı
- Sazende kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sazcı
- Aşırmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çalmak, Öte Yana Geçirmek, Kaçırmak, Uzaklaştırmak, Savmak, Hırsızlamak, Kaldırmak, Tırtıklamak
- Enjektör kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İğne
- Tutmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ağrımak, Alıkoymak, Avlamak, Bağlamak, Başlamak, Beğenmek, Benimsemek, Bürümek, Girişmek, İzlemek, Kalmak, Kaplamak, Kapmak, Kavramak, Kullanmak, Müdafaa Etmek, Saklamak, Sarmak, Saymak, Sunmak, Taraftar Olmak, Tutuklamak, Uğramak, Ulaşmak, Varmak, Yakalamak, Yapışmak, Yapmak, Yenmek, Yönelmek, Zapt Etmek
- Klasiklik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kökleşiklik
- Eş Güdüm kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Koordinasyon
- Tekdir kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Azarlama, Paylama
- Lakin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ama, Ancak, Fakat
- Vadeli Mevduat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Vadeli Hesap
- Kazıklamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Oymak
- Akrep kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yelkovan
- İhtilal kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Devrim, Kargaşa, Ayaklanma, Köklü Değişim
- Kaşınma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uyuz
- Eğe kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kaburga, Dıh
- Mukavelename kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sözleşme
- Pul kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Para
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü