Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Haberci kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ulak, Muhbir, Müzevir
- Yamaç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yan, Bayır, Huzur, Kat, Ön, Yakın
- Allah'a Ismarladık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hoşça Kal, Hüdahafız, Selamat Kalın
- Mürtefi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yüce, Yüksek
- Ahzüita kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alışveriş
- Karizma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ergi, Etkileyicilik, Büyü
- Vekil kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bakan, Milletvekili, Sözcü, Mebus, Yeke, Temsilci
- Hapishane kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cezaevi, Hapis, İçeri, Kafes, Mahpus, Tekke, Tutukevi, Dam
- Vurmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dövmek, Saplamak, Çarpmak, Aksetmek, Basmak, Çakmak, Çalmak, Çekmek, Çıkmak, Dayamak, Desteklemek, Dokunmak, Düşmek, Girmek, Güllelemek, İnmek, Koymak, Kurşunlamak, Öldürmek, Soymak, Takmak, Uygulamak, Yansımak, Yaralamak
- Yandan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Profilden
- Süspansiyon kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Asıltı
- Şutlamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Vurmak, Kovmak, Yollamak
- Tutaç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tutacak
- Muarefe kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tanışma
- Kuluduk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çılgın, Deli
- Dopdolu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hıncahınç
- Kahretmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ezmek, Çok Üzmek, İçlenmek
- Tersane kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tezgâh
- İn kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İnsan, Kümes, Mağara, Yuva, İçeri
- Ecdat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Atalar, Dedeler, Ata
- Sosyolog kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Toplumbilimci
- Söz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alay, Güfte, Kelam, Kelime, Laf, Lafız, Lakırdı, Lakırtı, Lügat, Nazire, Nutuk, Söylenti, Sözcük
- Tazyik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Basınç, Baskı, Zorlama, Sıkıntı Verme, Sıkıştırma
- Bunak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ateh Getirmiş Olan Kimse, Matuh
- Enfiye kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Burun Otu
- Hazımsızlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sindirimsizlik
- Aksamayan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dakik
- Sele kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sepet
- Ürperti kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Esme, Titreme
- Çember kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Döngü, Manka, Çevre, Daire
- Körlük kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Frengi
- Telef kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bozulma, Harap Olma, Yok Etme, Yitirme
- Yüce kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ulu, Büyük, Ulvi, Yüksek
- Düver kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Direk
- Yerdegezen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yılan
- Sandık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kasa
- Yürekten kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Candan, İçten
- İveğen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aceleci
- Verecek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Borç
- Arzu Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dilemek
- Yağışsız kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kurak
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü