Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Bulgu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Buluş, Keşif, İcat, Bulu, Netice, İhtira, Bilimsel Sonuç, Araz, Semptom
- Mescit kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cami
- Çiş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sidik
- Vade kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mühlet, Süre, Mehil, Erim
- Islahat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Devrim, Düzeltme, İnkılap, Reform, İyileştirme
- Duble kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İkil, İkili, İkiz, İki Katı
- Çatışma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çarpışma, Kavga, Dek
- Kan Basıncı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tansiyon
- Mesane kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Siytoru
- Kadağan Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Menetmek, Yasaklamak
- Güzeşt kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Iskonto, Taviz
- Düşünmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Anlamak, Demek, Kaygılanmak, Kurmak, Muhakeme Etmek, Paykamak, Tasarlamak, Tasalanmak
- Yakıcı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Etkili, Dokunaklı, Yakan
- Savurgan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Müsrif, Bedharç, İsrafçı
- Yandaşlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Taraftarlık
- Raşe kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ürperme, Ürperiş
- Nas kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İnak
- Münasebetsizlik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Saygısızlık
- Koruyuculuk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Himaye
- Dokunan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yapışık
- Yalan Danışma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Palavra
- Debelenmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çabalamak, Çırpınmak, Kımıldamak, Tepinmek
- Ebemkuşağı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gökkuşağı, Yağmurkuşağı
- Kalas kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kaba, Kereste, Tir
- Fraksiyon kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bölüngü, Bölüntü, Hizip
- Onat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Özenli, Düzgün, Muntazam, Yarar, Salih, Ahlaklı, Uygun
- Sonra kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Müteakiben, Keyin, Bilahare, İleri
- Ekspoze kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Özet
- Sağ Olmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yaşamak
- Aşırı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Taşkın, Çok Zorlu, Fevkalade, Pek Fazla, Gereğinden Çok, Çılgın, Çok, Hadden Artık, İfrat, Kötü, Lüks, Müfrit, Sivri
- Bedesten kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kapalı Çarşı
- Esir kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hava, Köle, Tutsak, Kul
- Sırça kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cam
- Savsaklamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İhmal Etmek, Ertelemek, Lengitmek, Sallamak, Uğunmak
- Maşa kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alet
- Kelimesiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sessiz
- Dipfriz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Derin Dondurucu, Donduraç, Buzdolabı, Dondurucu
- Sulp kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Döl, Katı, Nesil, Omurga, Bel, Zürriyet
- Mat Kalmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Şaşalamak
- Çermik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kaplıca, Ilıca
- Veçhe kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Semt, Taraf, Yön
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü