Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Pinhan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gizli, Saklı
- Kaycı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Makas
- Lokmanruhu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eter
- Dayanabilen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dayanıklı
- Vale kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bacak, Oğlan
- Baylanmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Nazlanmak, Şımarmak
- Telhis Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Özetlemek
- Zarf kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Belirteç, Kap, Kılıf, Sarma
- Kara Elmas kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Karbonado, Maden Kömürü
- Kitapsaray kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kütüphane
- Cahil kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bilgisiz, Nadan, Bilmez, Toy
- Gölek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gölcük
- Bozulmamış kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sağlam
- Setir kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Örtme, Gizleme
- Vizüel kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Görsel
- Nakliye kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Taşıma
- Kanaatkâr kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gözü Tok
- Cürüm kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Suç, Yanlışlık, Kusur, Hatadan Doğan Durum
- Çaresizlik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Umarsızlık
- Ne kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hangi, Nasıl, Ne, Neden
- Tüymek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kaçmak, Yayınmak
- Kıpkızıl kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aşırı, Koyu
- Fitne kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Geçimsizlik, Kargaşa, Kundak, Karışıklık, Bozut
- Dogma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kör inanç, İnak
- Bağdaşmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uzlaşmak, Anlaşmak, Uyuşmak, Uymak
- Araz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Belirti, İlinek, Bulgu, Semptom
- Armada kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Donanma
- İndifa Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Püskürmek
- Görülmedik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Fevkalade
- Bir Nice kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Birçok
- Çözüm kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çare, Hal, Yeçim
- Salon kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dükkân, Mağaza, Konuk Odası
- Mübalağakâr kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Abartılı
- Hulliyat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Takı
- Müzakere kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Görüşme, Konuşma, Mütalaa, Danışma
- Düşünce kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Akıl, Endişe, Fikir, Kanaat, Kanı, Kaygı, Mülahaza, Mütalaa, Nabız, Niyet, Rey, Sıkıntı, Tasa, Tasarı, Tasavvur, Karar
- Yıpranmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eskimek, Aşınmak, Harap Olmak
- Nakliyat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Taşımacılık
- İttifak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uyuşma, Bağdaşma, Anlaşma, Bağlaşma, Birleşme, Oy Birliği
- Derlemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Toplamak, Düzenlemek, Biriktirmek, Dermek, Tedvin Etmek
- Parlamento kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kamutay
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü