Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Mecmua kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dergi
- Nöbet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Defa, İş, Kez, Sıra, Keşik, Kezik, Gezek, Yüksek Ateş
- Kapitalist kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sermayedar
- Doktor kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tabip, Hekim, Sağaltman, Sagan
- İğrenmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tiksinmek, İstikrah Etmek
- Sütsüz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kart
- Vücut kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gövde, Beden, Cisim, Ten, Üst, Üzeri, Varlık
- Suflör kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Fısıltıcı
- Perspektif kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bakış Açısı, Derinlik, Süreç
- Marul kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kâhı
- Sanatkâr kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sanatçı, Ehil, Mahir, Usta, Zanaatkâr
- Öncel kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Selef
- Darlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yokluk, Yoksulluk
- Ululamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ağırlamak, Ulu Tutmak, Ulu Tanımak
- Geçerli Olmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Konuşmak
- Kazanmış kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Nail
- Mevkuf kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tutuklu
- Rehabilitasyon kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İyileştirme
- Nakil kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Taşıma, Göç, Aktarım, Geçirme, Aktarma, Tayin, Atama, İletim, Göçürme, İletken, İletme, Aktarış, Taşın
- Sufle kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Fısıltı
- Fiyort kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Körfez
- Aşırmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çalmak, Öte Yana Geçirmek, Kaçırmak, Uzaklaştırmak, Savmak, Hırsızlamak, Kaldırmak, Tırtıklamak
- Zırhsız kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Savutsuz, Korunaksız
- Sude kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sürmüş, Sürülmüş
- Zulmetmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kıymak, Eziyet Etmek, İşkence Etmek
- Snop kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Züppe
- Trafik Magandası kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Otoş
- Sanık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Zanlı, Günahkâr, Taksirkâr, Maznun
- Sudan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Önemsiz, Saçma
- Refakatçi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eşlikçi
- Ayniyat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Nesneler
- Mizan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ölçü, Terazi, Sağlama
- Mutena kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Önemli, Seçkin, Özenli
- Çağdışı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Köhne
- İpsiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Haylaz, Serseri
- Bezeme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Süsleme, Tezhip
- Delicik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gözenek, Mesame
- Lama kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Deve
- Viyadük kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aşıt, Kuru Köprü
- Musahabe kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Görüşme, Konuşma, Mülakat, Söyleşi
- Kozmos kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Evren, Acun
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü