Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Madik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dolap, Hile
- Birikmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Üşüşmek, Yığılmak, Yığışmak, Toplanmak
- Gına kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Usanç, Bıkma, Bolluk, Yetinme
- Büyükelçi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sefir, Elçi, Sefiri Kebir
- Kahır kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Üzüntü, Sıkıntı, Dert, Yok Etme, Ezme, Perişan Etme, Mahvetme
- Çelişmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İtiraz Etmek, Zıt Olmak
- Muhbir kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çuğul, Haberci, Jurnalci, Ele Veren, İhbar Eden
- Tasa kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düşünce, Efkâr, Endişe, Gam, Kaygı, Keder, Merak, Üzüntü
- Polat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çelik
- Cihanşümul kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Evrensel
- Orak Ayı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Temmuz
- Sonuç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Akıbet, Geri, Meyve, Netice, Öz, Özet, Skor
- Toplu İğne kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sancak
- Şakuli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dikey, Düşey
- Dilekçe kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ariza, İstida, Arzuhal
- Otlatmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Otarmak
- Yönetmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İdare Etmek, Tedvir Etmek, Çevirmek, Kullanmak
- Feyyaz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Verimli
- Fedakarlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Özveri, Esirgemezlik
- Kanıklık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kanaat
- Genişliğinde kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kadar
- Yırtıcı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mahir, Vahşi, Müfteris
- Doz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Derece, Miktar
- İdmansız kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Acemi, Ham
- Hikmet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bilgelik, Felsefe
- Bağlı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tutkun, Sınırlı, Sadık, Asılı, Kapalı, Mecbur
- Surat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yüz, Çehre, Sima, Somurtkanlık
- İncelik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ayrıntı, Edep, Letafet, Nezaket, Zarafet
- Yöntemsiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uygunsuz
- Sezmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Anlamak, Çıkarmak, Duymak, Görmek, Hissetmek, Fark Etmek, Kestirmek, Duyumsamak
- Sübvansiyon kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Destekleme
- Uzun Dişli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Açgözlü, Hırslı, Tamahkâr
- Güre kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çekingen, Dinç, Korkak, Kuvvetli, Ürkek, Erke, Enerji, Yabani
- Alengir kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düzen, Fiyaka, Gösteriş, Hile, Tuzak
- Eğleç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Fren
- Güvenlik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Asayiş, Emin Amanlık, Emniyet, Emniyyet, Tehlikesizlik
- Lekelenmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kirlenmek
- Siyahî kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Zenci
- Atışma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Münakaşa, Tartışma, Kavga
- Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Buyurmak, Görmek, Kılmak, Yapmak
- Teftiş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Denetim, Murakabe, Denetleme, Bakı
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü