Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Hamail kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Muska
- İyilik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İhsan, Lütuf, Nimet, Salah, Kayra, Kerem, İnayet, Esenlik
- Çelişki kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tenakuz, Tezat, Zıddiyet
- Birinci Sınıf kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mükemmel
- Mahsusi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Münhasır
- Anlatış kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İfade
- Dört Dörtlük kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Birlik, Mükemmel, Tam
- Uyanık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gözü Açık, Açıkgöz, Agâh, Ayık, Kurnaz, Tetik
- Orijin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Başlangıç, Kaynak, Köken
- Bağımsızlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İstiklal, Özgürlük, Hürriyet
- Kazma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Külünk
- Ölüm kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Son, Vefat
- Baş Döndürücü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aşırı
- İnanç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Görüş, İman, İtikat, Kanaat, Kanı, Emniyet, Öğreti
- Katilik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kesinlik
- Despot kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Zorba, Müstebit, Tiran
- Obur kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Boğazlı
- Çatlamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Atmak
- Iraklaşmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uzaklaşmak
- Pot kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gaf, Hata, Sal, Şişlik, Büzülme, Kıvrım, Yanlışlık
- Ruba kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Giyecek, Giysi
- Nallamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Takavlamak, Öldürmek
- İhtiyaten kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sakınarak
- Şekavet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Soygunculuk, Haydutluk
- Çalgı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Saz, Enstrüman
- Zaaf kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Güçsüzlük, Düşkünlük, Zayıflık, Dayanamama
- Batıl kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Temelsiz, Çürük, Boş Batır, Büğdül, Asılsız
- Pekleşmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Katılaşmak, Sertleşmek
- İtham kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Suçlama, Suçlu Görme
- Dayak Olmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yaslamak
- Küreken kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Damat, Enişte, Güvey
- Tertibat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düzen, Sistem, Önlem
- Fesleğen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Reyhan
- Emniyet Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Güvenmek
- Yalın Kat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Basit, Üstünkörü
- Grev kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tatil, İş Bırakımı
- Muhit kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çevre, Etraf, Hava, Ortam, Vasat, Yöre, Saran, Çevreleyen
- Hepten kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tamamıyla
- Baba kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ata, Büyükbaba, Dede, Moruk, Peder, Çatı Merteği, Çok Kaliteli, Üstün Nitelikli, Omurga Direği, Tırabzan Başlığı, Mafya Babası
- Eden kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Fail
- Gül Renkli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Pembe
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü