Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Dikuçar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Helikopter
- Tütsü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Buhur, Duman, İçki
- Neşeli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sevinçli, Şad, Şen
- Emrivaki kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Oldubitti, Olut
- Ulak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Haberci
- Kembağal kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Fakir, Fukara, Sefil, Yoksul, Züğürt
- Mübarek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kutlu, Kutsal, Verimli, Bereketli, Uğurlu, Hayırlı
- Milletvekili kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mebus, Vekil, Saylav
- Özden kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Candan, İçten, Samimi
- İşgal Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Oyalamak, Tutmak
- İhtiva Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İçermek, Kapsamak
- Döşekli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Oturaklı, Sabit
- Loka kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çalım, Gurur, Çapaçul
- Mendebur kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İğrenç, Pis, Sümsük, Sünepe
- Nallamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Takavlamak, Öldürmek
- Kondu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gecekondu
- Haydamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Defetmek, Kovmak
- Balıkkulağı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Midye
- Ağırcanlı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tembel
- Müzaheret Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Desteklemek
- Eşya kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Pırtı, Nesne, Gereç, Kayıt, Yük
- Tuğrakeş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tuğracı, Nişancı
- Özgürlük kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hürriyet, Erkinlik
- Stajyer kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yetişimci
- Cahiliyet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bilgisizlik
- Vaki kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Olan, Olmuş, Koruyucu
- Pişek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Pişkin
- Sayı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Adet, Nüsha, Skor, Nicelik
- Haberci kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ulak, Muhbir, Müzevir
- Zahit kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Muttaki
- Öteri kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eğreti, Geçici
- Sinirsiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sakin
- Germek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çekmek, Uzatmak
- Lokman Ruhu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eter
- Nefes kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Soluk
- Donatmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Azarlamak, Sövmek, Süslemek, Teçhiz Etmek
- Ahdetmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ant İçmek, Yemin Etmek
- Zahmetsiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Emeksiz, Çabasız, Kolay
- Katil kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Öldürme; Cani; Öldürücü, Ölüme Neden Olan
- Kötü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Acı, Aşağı, Aşırı, Berbat, Çok, Döküntü, Duman, Fena, İbret, Kaba, Kaput, Kara, Kör, Melun, Nadan, Nahoş, Pis, Sıfır, Şer, Tehlikeli, Yaman, Yaş, Endişe Veren
- Nispetsiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Farklı
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü