Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Çayırkuşu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tarla Kuşu
- Yer kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mahal, Mekân, Orun, Alan, Arazi, Arsa, Arz, Belde, Bucak, Durum, Dünya, Görev, İz, Konum, Makam, Mevki, Mevzi, Nokta, Önem, Taraf, Ülke, Vaziyet, Yan, Zemin
- Uygulamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tatbik Etmek, Vurmak, Yapmak
- Takoz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kama
- Mağdur kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kıygın
- Cevelan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dolaşma, Dolanma, Gezinme, Gezinti
- Yararlanma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İstifade, Faydalanma
- İstimbot kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çatana
- Etkin Olmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Konuşmak
- Yıllık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Senelik, Bülten, Dergi, Kitap, Salname
- Tertip Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hazırlamak, Sıralamak, Dizmek, Düzmek, Düzen Vermek, Düzenlemek
- Cezve kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kahvedan, Kahvedanlık
- Kanaatlendirici kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tatminkâr
- Muhtıra kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Anımsatma, Uyarma, Uyarı Yazısı, Andıç
- İbra kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aklanma
- Ezinç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Azap
- Ahzüita kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alışveriş
- Sıhhatli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sağlıklı, Doğru, Esen, Sağlam
- Bitki kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Nebat, Ösümlük
- Parti kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kazanç, Kısım, Vurgun
- Kimesne kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kimse
- Denizçakısı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çakı
- Dönme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Devir, Viraj, Deveran, Mühtedi
- İhracatçılık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dış satımcılık
- Evermek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Evlendirmek
- Nagehan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ansızın, Birdenbire
- Azaltma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kısıntı
- Sabıka kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Suç, Kaydiyat
- Saymak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bilmek, Demek, Gitmek, Hürmet Etmek, Önemsemek, Sıralamak, Tanımak, Tutmak
- Filiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sürgün, Töz
- Özenilmiş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Özenli, Mutena
- Dünyalık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mal, Mülk, Para, Servet
- Unsur kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eleman, İlke, Unsur, Faktör, Öğe, Uzuv
- Uygulama kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tatbikat, İnfaz, Tatbik, Yürütüm
- İrtica kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gericilik, Kaytaklık
- Cebriye kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yazgıcılık, Kadercilik, Fatalizm
- Bilici kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alim
- Retrospektif kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Geriye Dönük, Dünden Bugüne
- Epizot kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Oluntu, Olut, Dilim, İkinci Derecede Olay
- Kaolin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Arı Kil, Akcilim
- Uçarılık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sefahat
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü