Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
İare kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eğreti, Ödünç
- İrdelemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tetkik, Araştırmak, Tetkik Ve Tetebbu Etmek, Mütalaa Etmek
- Yönlendirilebilen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Güdümlü
- Selamet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Esenlik, Esen, Kurtuluş
- Jupon kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İçetek
- Hüda kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tanrı, Allah, Çalap
- Kademe kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aşama, Basamak, Derece, Pille
- Vezin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ölçü, Tartı
- Uyum kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ahenk, Düzen, Geçim, İntibak, Mutabakat, Uygunluk
- Aksak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Topal
- Dayanışık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Topluluk
- Adaklanmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Nişanlanmak
- Vukuf kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bacarıklık, Bilgi, Bilik, Anlama, Bilme
- Takva kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Günahtan Sakınma, Züht
- Kuluçka kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gurk, Kurk
- Gocunmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Acışmak, Çekinmek, Kaçınmak, Üstüne Götürmek, Alınmak
- Gözü Kara kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cesaretli
- Kabarmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Taşmak, Şişmek, Artmak, Kafa Tutmak, Başkaldırmak, Böbürlenmek, Büyümek, Kalkmak
- Allak Bullak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Karmakarışık, Altüst Olmuş
- Afra Tafra kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çalım, Çalımla, Fiyakayla, Gösterişle
- Durağan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sabit, Yerli, Hareketsiz
- Yatkın kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yatık, Çürük, Yetenekli, Becerikli, Benimsemiş, Alışmış, Eğilimli
- Nadinç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Haşarı, Haylaz
- Atlet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Koşucu
- Yetkili kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mezun, Salahiyetli, Salahiyettar, Sorumlu
- Ehlileştirmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Evcilleştirmek, Uysallaştırmak
- Deney kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Deneyim, Tecrübe
- Emsal kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Benzer, Eş, Yaşıt, Eşit, Denk, Numune, Örnek
- Şirniyat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tatlı
- İlbay kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Vali
- Yan Yana kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Birlikte
- Nısfınnehar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Öğlen
- Palazlanmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İrileşmek, Büyümek, Gelişmek, Varlanmak
- Baharat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Otyam, Bahar, Edviye
- Korunmuş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mahfuz
- Hapaz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Avuç
- Yötel kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Öksürük
- Gerekli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Lazım, Lüzumlu, Vacip, Zaruri
- Parça kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bölüm, Devam, Kesim, Kıta, Tane, Kısım
- Anlaşmazlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İhtilaf, Aykırılık, Geçimsizlik, Birleşmezlik, Uyuşmazlık
- Koçu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kabadayı
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü