Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Tutmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ağrımak, Alıkoymak, Avlamak, Bağlamak, Başlamak, Beğenmek, Benimsemek, Bürümek, Girişmek, İzlemek, Kalmak, Kaplamak, Kapmak, Kavramak, Kullanmak, Müdafaa Etmek, Saklamak, Sarmak, Saymak, Sunmak, Taraftar Olmak, Tutuklamak, Uğramak, Ulaşmak, Varmak, Yakalamak, Yapışmak, Yapmak, Yenmek, Yönelmek, Zapt Etmek
- Budak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dal
- Tereddi Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yozlaşmak
- Çapa kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ketmen, Külünk, Lenger, Levber
- Biblo kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Süslük
- Ulam kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Nicelik, Nitelik, Zümre, Grup, Kategori
- Şüphelenmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Huylanmak, İşkillenmek, Kuşkulanmak, Pirelenmek
- Ahek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Badana
- Muhassasat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ödenek
- Tümbek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tümsek
- Rey Yazmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Değerlendirmek
- Havai kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Boş, Değersiz, Uçarı, Uçan, Hoppa
- Şatu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Taraça
- Göçermek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Değiştirmek, Devretmek, Göçürmek
- İntegral kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tümlev
- Jandarma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Açıkgöz, Zaptiye, Korucu, Kolluk
- His kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Duygu, Duyu, Kalp, Sezgi, Sezme
- Sık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kesif
- Eskiden kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Evvelce, Evveller, Geçmişte
- Hazfetmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çıkarmak, Gidermek, Kaldırmak, Silmek
- Azatlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Özgürlük, Hürriyet
- Yolluk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yiyecek, Harcırah
- Binici kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Süvari, Atlı, Sipahi
- Gaddar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Acımasız, Cani, Hınzır, İnsafsız, Kıyıcı, Merhametsiz
- Küsmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Darılmak
- Taze kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Körpe, Dinç, Yaş, Yeni, Yorulmamış
- Suratsız kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aksi, Çirkin, Huysuz, Somurtkan
- Gelişigüzel kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Rastgele, Özensiz, Yarım Yamalak, Sudan, Gönülsüz, Üstünkörü, İtinasız
- Yavrulamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Doğurmak
- Yek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bir, Tek
- Pırasa kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sebze Nevi
- Evlenmemiş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mücerret
- Miskinlik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mıymıntılık, Uyuşuk
- Almaç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alıcı
- Var kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mevcut, Olanca
- Solmuş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Solgun, Soluk
- Pafta kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yivaçar, Yivleç, Leke
- Ölümsüz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ebedi, Baki, Layemut
- Lafazan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Geveze, Zevzek, Çaçaron
- Bizar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tedirgin, Bıkmış, Bezmiş, Usanmış, Bıkkın, Bezgin
- Beraat Kazandırmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aklamak
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü