Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Plebisit kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Halk Oylaması
- Şehircilik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kentçilik
- Lüzumlu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gerek, Gerekli, Lazım
- Sayıklama kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hezeyan
- Kök Salmış kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Oturmuş
- Hacir kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kısıt
- Yararlı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yarar Sağlayan, Yararı Olan, Yarayışlı, Nafi, Avantajlı, Faydalı, Hayır, İyi, Olumlu
- Lengitmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Savsaklamak
- Tahassun kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sığınma
- Mücahit kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Din Savaşçısı
- Print kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Baskı
- Çarpık Çurpuk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eğri Büğrü
- Halk Ozanı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Âşık
- Tanıtlama kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İspat
- Münhat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Engin
- Adaptasyon kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uyarlama, Uyma
- Ama kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Fakat, Lakin Ancak, Yalnız, Ne Var Ki, Şu Da Var Ki
- Cumhur Reisi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cumhurbaşkanı
- Katmer kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Katlama
- Pufla kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kabarık, Yumuşak, Kaba
- Tevessül kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yeltenme, Yönelme, Başvurma, Girişme
- Yortmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Koşmak
- Sandık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kasa
- Saylamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Seçmek, Önem Vermek, Saymak, İtibar Etmek
- Tazmin Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ödemek
- Eğrim kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eğri, Su Çevrintisi, Girdap
- Bıkma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Usanç
- Bel kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İşaret
- Çentik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kertik, Nişan, Küçük Oyuk
- Kik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Futa
- Sıkıntı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kasvet, Meşakkat, Ruhsal Yorgunluk, Sendrom, Cefa, Çile, Düşünce, Ezgi, Eziyet, Fırtına, Gaile, Hâl, Hüzün, Kahır, Kambur, Karanlık, Keder, Kor, Külfet, Mesele, Mihnet, Problem, Rahat, Sancı, Sorun, Usanç, Zaruret, Zehir, Zor, Tedirginlik, Eza
- Nispeten kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Oranla, Biraz, Göre, Oldukça, Yanında, Bir Dereceye Kadar, Şöyle Böyle
- Erişkin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Olgun, Kamil, Kahil
- Kesene kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sözleşme, Mukavele; Abone
- İkinci Sınıf kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Değersiz, Sıradan
- Dest kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Takım
- Gittikçe kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tedricen
- Kamus kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sözlük, Lügat, Büyük Sözlük
- Artağanlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bereket
- Üçkâğıt kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dolap, Düzen, Hile
- Erdem kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Fazilet
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü