Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Paratoner kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yıldırımlık, Yıldırım Savan
- Soyaçekim kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kalıtım, Veraset, İrsiyet
- Car Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Haykırmak
- Alil kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hastalıklı, Sakat
- Difüzyon kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yayım
- Delilik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cinnet
- Tevil Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çevirmek
- Şiddetli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yeğin, Sert, Acı, Aşırı, Güzel, Kızgın, Korkunç, Kuvvetli, Yüksek
- İzole kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yalıtılmış
- Zeyreklik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Zekâ
- Mürettiplik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dizmenlik
- Çaltı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çalı, Diken
- Negatif kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eksi, Menfi, Olumsuz, Eksi yük
- Fikir kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düşünce, Görüş, Kuruntu, Rey
- Sual kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Soru
- Kıfıllamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kilitlemek
- Rahatsız Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tırmalamak
- Kuzulamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yavrulamak
- Savuşmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uzaklaşmak, Ekmek, İyileşmek, Kaçmak, Gizlice Kaçıp Gitmek, Geçmek
- İnceltmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Törpülemek
- Göz Erimi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ufuk
- Mürebbilik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eğitmenlik, Dadılık
- Oturum kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Celse, İclas, İkamet
- Nâr kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ateş, Alaz
- Lafazan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Geveze, Zevzek, Çaçaron
- Tüberküloz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Verem
- Nim kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yarı
- Piyasa kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ortalık, Pazar, Çarşı Fiyatı
- Kolonizm kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sömürgecilik
- Bilezik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kelepçe
- Oğul kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Velet
- Niyaz Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yakarmak
- Ömre Bedel kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Değerli, Güzel
- Tecrübesiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Deneyimsiz, Toy
- Ban Yağı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hint Yağı
- Tahammül Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dayanmak, Gelmek, Götürmek, Kaldırmak, Katlanmak
- Murakıp kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Denetçi
- Garip kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Acayip, Tuhaf, Yadırganan, Yabansı, İlginç, Yoksul, Kimsesiz, Abus, Cins, Gariban, Yabancı, Zavallı, Gurbette Yaşayan, Elgin
- Çalıştırmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İşletmek, Kullanmak
- Zar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cidar, Çeper, Perde
- Dam kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cezaevi, Örtü, Eş, Çatı, Köy Evi, Ahır, Tutukevi, Hapishane, Kavalye
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü