Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Oul ile ilgili kayıtlı bilgi bulunamadı!
- Ekincilik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tarım, Ziraat
- Mutena kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Önemli, Seçkin, Özenli
- Sadece kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bir, Hemen, Sade, Yalnız, Ancak, Tekçe
- Jeotermik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yerısıl
- İlmühaber kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alıt, Hal Kağıdı
- İltimas Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kayırmak
- Düğme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çapraz
- Cüret kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yüreklilik, Ataklık, Cesaret
- Kuyudat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kayıtlar
- Acele kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çabuk, Tez, İvedi, İvedilikle, Hızlıca, Hemen, Tacilî, Telesik
- Tarafından kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tamanından, Aracılığıyla, Türünden, Çeşidinden
- Âdem kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Adam, İnsan, İnsanoğlu
- Dayanışık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Topluluk
- Büyük Peder kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Büyük Baba, Dede
- İğtinam kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yağma
- Ram kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Boyun, Eğen
- Bölüm kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Büro, Çağ, Devir, Fasıl, Göz, Kesim, Kısım, Kol, Kürsü, Departman, Seksiyon
- Sifilis kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Frengi
- İpsiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Haylaz, Serseri
- Doğallıkla kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tabii
- Yüküm kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Zor, Mecburiyet, Mükellefiyet
- Görgüsüz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Basit, Çakal, Hıyar, İlkel, Kabak, Tor, Yavan
- Tıngıldamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tıngırdamak
- Apaçık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Belli, Görünür, Çıplak
- İstikbal Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Karşılamak
- Antlaşmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ahitleşmek
- Mes kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bakır
- Eğlenmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Beklemek, Oyalanmak, Alay Etmek, Alem Yapmak, Durmak, Gezinmek, İzlemek, Lağa Koymak, Maskaraya Koymak, Seyretmek
- Cefa kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eziyet, Sıkıntı, Azap, Eza, Zulüm, Üzgü, Eza
- Tevazulu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uysal
- Yıldırımlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Paratoner
- Yakamoz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Parıltı
- Direnim kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İnat
- Yan Yana kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Birlikte
- Hızma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Küpe
- Tenezzüh kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gezinti
- Edeple kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Nazikâne
- Somaki kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Porfir
- Tığ kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Biz, Kılıç
- Hilaf kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aykırı, Karşıt, Ters, Yalan
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü