Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Durak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dayanacak, Mevkif
- Dershane kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Derslik, Oditoryum, Sınıf
- Alt Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yenmek
- Varsayım kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Faraziye, Hipotez
- Dehliz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Geçit, Koridor, Dalız
- Cep Bıçağı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çakı
- Nutuk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Konuşma, Söylev, Söz
- Kırmızı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Al, Kızıl
- Uzmanlaşma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İhtisas
- Fâni kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ölümlü
- Alıntılamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aktarmak
- Güvenmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dayanmak, İnanmak, İtibar Etmek, İtimat Etmek
- Haşinlik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sertlik
- Ağ Tabaka kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Retina
- O Taraf kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Öte
- Dimağ kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Beyin, Bilinç, Derrake, İdrak, Zihin
- Yaşam Boyu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Müebbet
- Alma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alıntı, İktibas, Kabız, Transfer
- Niyaz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yalvarma, Dilek, Yakarma
- Af kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bağışlama
- Mahrum kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yoksun
- Mersiye kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ağıt, Sagu
- Güvence kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Garanti, Teminat, İnanca
- Akse kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kriz
- Haberdar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Haberli, Muttali
- Oku kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Davetiye
- Azamet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Büyüklük, Ululuk, Çalım, Kurumlanma, Onur, Gurur, Gösteriş, Görkem, Heybet, Kurum, Tekebbür
- Gönül kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Arzu, Can, Dil, Hatır, İçeri, İstek, Kalp, Karın, Sine, Yürek
- Fiyakasız kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cakasız
- Az Çok kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Oldukça
- Ölü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cenaze, Müteveffa, Mevta, Cansız, Leş, Sönük, Güçsüz, Mefta, Naaş
- Konvoy kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kafile, Bölük, Katar
- Laiklik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Özgenlik
- Çaresiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Naçar, Biçare, Umarsız, İyileşmez, Zorunlu
- Yutturmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aldatmak
- Ahdetmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ant İçmek, Yemin Etmek
- Bihuş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Deli, Sersem, Şaşkın
- Darıkmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bunalmak, Özlemek, Sağınmak
- Ege kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Veli
- İaşe kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Geçim, Boğaz, Beslem
- Yakacak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yakıt, Mahrukat, Karaçıban, Odun, Kömür
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü