Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Bone kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Başlık
- Kütüklük kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Fişeklik
- Pestil kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hasta, Kak
- Müfessir kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yorumcu, Açıklamacı, Tefsirci
- İnkılâp kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dönüşüm, Devrim, Islahat, İyileştirme, Reform, Geçiş, Evrim
- Sinirsiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sakin
- Bağımlı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gayrimüstakil, Tabi
- Savsaklanmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sallanmak
- Yabani kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Vahşi, Tor, Yaban, Yamyam, Yabanıl, Ürkek, Sıkılgan, Görgüsüz, Kaba, Hoyrat
- Seretan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yengeç
- Likit kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Nakit, Sıvı, Akışkan
- Marazlı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hasta
- Aşı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Calak, Peyvent
- Koloni kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sömürge, Müstemleke, Topluluk
- Kıyın kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Zulüm
- Yaşasın kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yaşa
- Feda Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gözden Çıkarmak, Harcamak, Kıymak, Satmak
- Başdizgici kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Başmürettip
- Halisane kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Samimi
- Pozitivizm kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Olguculuk
- Saklama kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Muhafaza
- Kârgir kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kâgir
- Bağışık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Muaf
- Dakiklik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ayar
- Makro kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Büyük, Geniş
- Fırlatmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Atmak, Savurmak
- İdarehane kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Büro
- Gözükme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tezahür
- Çattırmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İletmek
- Basak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Merdiven
- İhsan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Armağan, Lütuf, Nimet, İnayet, Bağışlama, Kayra, Atıfet, Bağış, İyilik
- Masör kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ovman
- Fazlaca kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çokça
- Terk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bırakma, Ayrılma
- Dümbek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dümbelek
- Arıtmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Temizlemek, Arılaştırmak, Paklamak, Tasfiye Etmek
- İlam kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bildirme, Anlatma, Belgem
- Haşat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bitkin, Bozuk, Kötü, Yorgun
- Selen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bilgi, Haber, Ses
- Gayrı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Artık, Bundan Böyle, Başka, Diğer, Gayri
- Sevi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aşk
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü