Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Ters kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aksi, Aykırı, Hırçın, Huysuz, Münasebetsiz, Sert, Zıt, Karşıt, Uymaz, Elverişsiz
- Edeple kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Nazikâne
- Süfera kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Elçiler
- Heyet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kurul
- Pirüpak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tertemiz, Lekesiz
- İbnelik Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aldatmak
- Tutumsuzluk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İsraf
- Rüya kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düş, Hayal, Umut
- Umur kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Önem, Aldırış Etme, Önem Verme, İşler
- Yordam kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çeviklik, Çalım, Meleke, Kılavuz, Yardımcı, Çabukluk, Yeti
- Abstre kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Soyut, Mücerret
- Daktilo kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yazıncak
- Murakabe Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Denetlemek
- Tutkun kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bağlanmış, Bağlı, Düşkün, Hasta, Mecbur, Meftun, Yangın
- Koordinasyon kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eşgüdüm, Alakalandırılma, Alakalandırma
- Beka kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kalıcılık, Ölümsüzlük, Ölmezlik, Kalım
- Ya kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bes, Evet, Veya
- Müşahede Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gözlemek, Tarassut Etmek
- Oğul kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Velet
- Değişici kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Değişken
- Savaşmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Harp Etmek, Muharebe Etmek, Uğraşmak, Çarpışmak, Vuruşmak
- Üleşmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ayırmak, Bölünmek, Bölüşmek, Paylaşmak
- Bozuk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kusurlu, Aksak, Düzensiz, Hurda, Dargın, Berbat, Çap, Eğreti, Gergin, Kaput, Karışık, Kızgın, Kötümser, Ucuz
- Boduç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bardak
- Kültürel kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Medeni
- Vezinli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ölçülü
- Koyulaşmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Koyulmak
- Akıcı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Akışkan, Sıvı, Akar, Kıvrak
- İşkil kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Evham, Kuruntu, Kuşku, Vesvese, Sanı, Şüphe
- Doğu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gündoğusu, Şark, Maşrık
- İnan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İman, İtikat
- Denli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Derece, Kadar
- Lağlağıcı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Şaklaban
- Müesses kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kurulu
- Yarımlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Fıtık
- Beklenti kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ümit
- Gönderilmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gitmek
- Nakil kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Taşıma, Göç, Aktarım, Geçirme, Aktarma, Tayin, Atama, İletim, Göçürme, İletken, İletme, Aktarış, Taşın
- Memba kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kaynak, Pınar
- Hasebiyle kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dolayısıyla, Ötürü, Den Ötürü
- Sızlamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Vızıldamak, Yakınmak
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü