Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Prim kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mükâfat, Kesenek, Ödül
- Oylamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sese Koymak
- Kenar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sahil, Kumsal, Ağız, Bucak, İbik, Kıyı, Taşra, Yaka, Yan
- Bayrak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sancak, Alem, Öncü, Simge, Sembol
- Barışçı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sulhperver, Barışsever
- Akıl kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Us, Bellek, Beyin, Düşünce, Hatır, Kanı, Karın
- Püre kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ezme
- İrat Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Söylemek
- Direnme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mukavemet
- Balon kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Palavra
- Bağlılaşım kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bağlılık
- Aritmetik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sayıbilim, Sayı Bilimi, Hesap
- Vekil kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bakan, Milletvekili, Sözcü, Mebus, Yeke, Temsilci
- Adalet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Türe, Doğruluk, Hak
- Behemehal kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mutlaka, Her Durumda, Ne Olursa Olsun, Ne Yapıp Yapıp
- Yön kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cihet, Cephe, Husus, İstikamet, Semt, Taraf, Veçhe, Yan
- Hasetlenmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kıskanmak
- Büyükbaba kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dede, Baba
- Âdeta kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sanki, Hemen Hemen, Bayağı, Basbayağı, Neredeyse, Enikonu
- Gözene kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gözlük
- Sürgit kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İlelebet
- Devamlılık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Süreklilik
- Yoksulluk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Fakirlik, İhtiyaç, Sefalet, Zaruret
- İskân kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yurtlanma, Yerleşme, Yerleştirme
- Taammüden kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kasten, Bile Bile, Tasarlayarak, Bilerek, İsteyerek
- Sebil kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yol, Hayır
- Gelin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kukla
- Solmamış kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Diri
- Süratle kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hızla, Çabucak
- Devasız kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çaresiz
- Müptela Olmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alışmak, Düşmek
- Gezi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Seyahat, Teferrüç, Piknik
- Ajanda kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Günce, Andaç
- Zehir kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ağu, Ağı, Sem, Acı, Keder, Ot, Sıkıntı, Zıkkım
- Alındı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Makbuz
- Rahatlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Huzur, Konfor, Rahat
- Maskaralık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Soytarılık
- Haber kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Havadis, Bilgi, Salık, Söylenti, Sorak, Yenilik, Yüklem, Salkı, Uçar
- Hıncahınç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dopdolu, Ağzına Kadar, Tıka Basa
- Giç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Budala, Enayi
- Kemre kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gübre, Tezek
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü