Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Murat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Amaç, Dilek, Erek, Gaye, İstek
- Şakadan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mahsus
- Zarar Vermek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dokunmak, Kötülük Etmek
- Düzengâh kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ova
- Reform kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düzeltme, İnkılap, Islahat, Düzeltim, Yeğleme
- Zarafet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İncelik, Nezaket, Zariflik, Güzellik
- Katarakt kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Perde, Akbasma, Aksu
- Veziriazam kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sadrazam
- Duyulmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aksetmek, Çıkmak, Vurmak, Yansımak
- Atlet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Koşucu
- Kaplam kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kapsam, Şümul
- Çatkın kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mensup; Çatık
- Sayılamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İstatistik, Numaralamak
- Fonoloji kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sesbilim
- Lağvolmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kaldırılmak
- Arsa kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Saha, Toprak Sahası, Yer
- Akıtmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dökmek
- Hoşur kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bayağı, Değersiz, Dolgun, Kaba, Şişman
- Ulaşma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İdrak
- Otomatizm kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Özdevim
- Tasavvur kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tasarım, Amaç, Düşünce, Maksat, Niyet, Kılıklama, Canlandırma
- Düşünmeksizin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bedaheten
- Bronz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tunç
- Zaptiye Memuru kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Zaptiye
- Şipşak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Birden, Hemencecik, Çabucak
- Anapara kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Anamal, Sermaye
- Kayıtsız kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aldırmaz, Umursamaz, İlişiksiz, Lakayıt, Tasasız
- Gerilmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kızmak, Öfkelenmek, Sinirlenmek
- Kambur kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çıkıntı, Dert, Sıkıntı
- Mızıldanmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sızıldanmak
- Kaideli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kurallı
- Keçiboynuzu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Harup
- Sağaltma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tedavi
- Donsuz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Serseri, Yoksul
- Okuryazar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Okumuş, Bilgili, Aydın, Alim
- Takribi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yaklaşık
- Pişman kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Nadim, Yeringen, Üzülen
- Anekdot kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Öykücük, Kısa Anlatı, Güldürücü Öykücük
- Misafir kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Konak, Konuk
- Sebep kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İllet, Menşe, Münasebet, Neden, Saik, Vesile, Gerekçe
- Yargıevi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mahkeme
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü