Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Hasebiyle kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dolayısıyla, Ötürü, Den Ötürü
- Öngün kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Arife
- Erbap kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Usta, Ehil, Yetkili
- Esnek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Elastiki
- İptidai kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İlkel, İlkokul
- Ölçüşmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Karşılaştırmak, Mukayese Etmek, Yarışmak, Müsabaka Etmek
- Şipşak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Birden, Hemencecik, Çabucak
- Yumuş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Görev, Memuriyet, Sefaret, Misyon
- Ders kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bilgi Verme İşi, Çimke, Öğüt, İbret, Öğretici İz, İhtar, Muhazara
- Fırtık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sümük
- Paranoya kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İşkil, Şüphe, Kuşku
- Tasni kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Suni, Uydurma, Yapma
- Bırakmamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tutmak
- Kopuk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İssiz Güçsüz, Serseri
- Bedevi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Göçebe
- Ceviz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Koz, Yangak
- Elan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Daha, Hâlâ, Henüz, Şimdi, Şimdiki Durumda, Şu Anda, Daha
- Zürriyet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Döl, Kuşak, Soy, Çocuk
- Yaşa kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yaşasın
- Kabak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bilgisiz, Dazlak, Evvel, Ham, Kaba
- Maazallah kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Allah Korusun, Allah Esirgesin
- Daüssıla kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Evseme, Yurtsama
- Vahşet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yabanıllık, Korku
- Parça Pürçük kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Az
- Hamaylı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Muska
- Ulaşmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aksetmek, Bulmak, Çatmak, Dayamak, Dayanmak, Değmek, Elde Etmek, Erişmek, Gelmek, Girmek, Gitmek, Göndermek, İnmek, Kavuşmak, Mazhar Olmak, Tutmak, Uzanmak, Varmak, Vasıl Olmak, Yansımak, Yetişmek, Yetmek
- Görülmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Rastlanmak, Seçilmek
- Kudretli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Güçlü, Kadir, Üstün
- Sarkık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sarkmış, Sölpük
- Çıplak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Soyunuk, Üryan, Örtüsüz, Cıbıl, Açık, Dal, İskelet, Kuru, Sivil, Yalın
- Kanıksamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alışmak, Usanmak
- Kanal kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ark, Arna, Su Yolu, Hat
- Kalça kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kaide
- Dobra Dobra Söylemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düz Yüzüne Demek
- İrsiyet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kalıtım, Veraset
- Bezekçi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Nakkaş
- Giyim kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çul, Elbise, Giyecek, Giysi, Kıyafet
- Cıbıldak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çıplak
- Esef kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kaygı, Tasa, Üzüntü, Acınma, Yerinme
- Tutkun kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bağlanmış, Bağlı, Düşkün, Hasta, Mecbur, Meftun, Yangın
- Eksik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Az, Noksan, Sakat, Yarım, Yarım Yamalak, Natamam, Yetkinsiz, Kusurlu, Muallel
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü