Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Halas Olmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kurtulmak
- Zırt Fırt kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Zırt Pırt
- Vira kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Arasız
- Çepine kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yanlama
- Onurlandırma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Şereflendirme
- Kaygan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kaypak, Sürüşken, Yalçın, Kayağan, Zıypak
- Mahrumiyet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yoksunluk
- Aklamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İbra Etmek, Temize Çıkarmak, Beraat Ettirmek, Beraat Kazandırmak
- Methal kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Giriş
- Hakiki kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gerçek, Gerçeksel, Sahici
- Kasaba kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İlçe, Belde, Bucak, Kent
- Tenge Gelmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bıkmak
- Özbek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yürekli, Cesur
- Bulunmayan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sıfır
- Kıvam kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Koyuluk, Tav, Yoğunluk
- Ram kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Boyun, Eğen
- Forma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Biçim, Şekil
- Adaletsizlik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mağduriyet
- Cürüm kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Suç, Yanlışlık, Kusur, Hatadan Doğan Durum
- Müdafi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Savunucu
- Güreşçi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Pehlivan
- Akbasma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aksu, Katarakt
- Yalama Olmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aşınmak
- Kalpsiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Acımasız, Merhametsiz
- Yıldırımlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Paratoner
- Lâtife kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Fıkra, Şaka
- Etkinlik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Faaliyet, Müessiriyet
- Dallamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Budamak
- Sönümlemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İtfa Etmek
- Göz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bakış, Bölüm, Çekmece, Delik, Görüş, Hane, Kaynak, Nazar, Oda, Ayn
- Asker kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Er, Çeri, Süer, Mehmetçik
- Kopya kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Nüsha, Suret, Yüz, Taklit
- Tapınma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İbadet
- İyilik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İhsan, Lütuf, Nimet, Salah, Kayra, Kerem, İnayet, Esenlik
- Yürekli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cesur, Cesaretli, Cüretli, Kabadayı, Korkusuz
- Şövenist kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Irkçı
- Tiksinti kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Nefret
- Bizatihi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kendisi, Kendiliğinden
- Kınnap kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sicim
- Ten kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cilt, Deri, Et, Vücut
- Menhus kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uğursuz
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü