Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Aklıselim kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sağduyu
- Vekillik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bakmanlık, Bakanlık, Vekâlet
- Çocukbilim kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Pedagoji
- Sayrı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hasta
- Bitkin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yorgun, Halsiz, Bitap, Güçten Düşmüş, Harap, Tapsız, Turşu, Üzgün
- Bir Araba kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Fazla
- Kesinlikle kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Katiyen, Kesin, Keskinlikle, Muhakkak, Mutlak, Mutlaka, Nasıl, Pekâlâ
- İzansız kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Anlayışsız
- Ülser kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yara
- Tabaklamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sepilemek
- Yüğürmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Koşmak
- Bakanlar Kurulu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hükûmet
- Harir kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İpek
- Peşkeş Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Peşkeş Çekmek
- Embesil kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ahmak, Aptal, Budala
- Vesair kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Diğer
- Tekessür Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Artmak, Çoğalmak
- Kullanım kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tasarruf
- Lades kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Öcür
- Cephe kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Taraf, Yan, Yön, Yüz, Alnaç, Alın
- Takma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eğreti, Müstear, Suni
- Yay kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Keman, Zemberek
- İşitmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Duymak
- Eşya kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Pırtı, Nesne, Gereç, Kayıt, Yük
- Mücadele Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çatışmak, Güreşmek, Savaşmak, Uğraşmak
- Ağlaşmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sızlanmak
- Teklif kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Önerge, Öneri, Önerme, Salma, Yükleme
- Eli Açık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cömert, Bonkör
- Aldırmazlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kayıtsızlık, Tasasızlık
- Bol Bolamat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bolluk, Refah
- Töz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Asıl, Cevher, Kök, Temel
- Sınamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Denemek, Tecrübe Etmek, Muayene Etmek, İmtihan Etmek
- Peruka kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Takma Saç
- Yoğun kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kesif, Sıkışık, Kalabalık, Dolu, Ağır, Çok, Derin, İri, Kaba, Kalın, Koyu, Sıkı, Şişman, Tombul
- Sürsalmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Üstüne Yürümek, Hücum Etmek
- Vazifesizlik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Görevsizlik
- Gösteri kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Beceri, Oyun; Nümayiş; Tezahürat
- Azil kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Atma, Çıkarma, Bırakma, Görevden Alma
- Üniforma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Resmi Giysi
- Alegori kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yerine
- İğrendirici kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Pis
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü