Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
İmdi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Artık, Şimdi
- Şehremini kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Belediye Başkanı
- Doldurmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Beslemek, Kaplamak
- Sorgu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İstintak
- Erzan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ucuz
- Maada kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Başka
- Ansız kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ansızın
- Teslim Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bırakmak, Devretmek, Terk Etmek
- Hastalık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dert, İllet, Tutku
- Şimdiye Kadar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hâlâ
- Fikri kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düşünsel
- Kıdem kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bayrılık, Çoktanlık, Eskilik
- Haiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sahip
- Onaşmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Razı Olmak, Rıza Göstermek
- Berk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Katı, Sert, Haşin, Sağlam, Rasin, Kıskıvrak, Tıkız
- Bengi Su kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Abıhayat
- Yatırmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bastırmak, Düzeltmek, Harcamak, Tevdiatta Bulunmak, Eğmek
- Belirgin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bariz, Seçkin, Açık, Besbelli, Sarih, Saydam
- Tümüyle kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sırf
- Alım kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çekicilik, Cazibe, Çalım, Gurur, Hava, Kurum
- Haricî İşler kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dış İşleri, Hariciye
- Memnuniyet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kıvanç, Mutluluk
- Kazandırmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Vermek
- Epizot kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Oluntu, Olut, Dilim, İkinci Derecede Olay
- Çekiştirmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Geçmek
- Üstüne Almak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yüklemek
- Salıvermek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Terk Etmek, Koyuvermek, Serbest Bırakmak
- Kanıksamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alışmak, Usanmak
- Rabıta kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bağlılık, Bağ, Bağlantı, Düzen, İlgi, İlişki, Komünikasyon, Sıra, Ulaşım, Tutarlık
- Hamail kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Muska
- Şimşek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Parıltı
- Menşur kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Nişancı
- Umar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çare
- Göt kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dip, Kıç
- Müdafaaname kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Savunma
- Şişlik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Şiş
- Kaynaşmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Birleşmek, Sıkı Fıkı Olmak, Hareketlilik, Hareket Etmek
- Sumen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı El Altlığı
- Kameriye kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çardak
- Akıcı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Akışkan, Sıvı, Akar, Kıvrak
- Konuksever kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Misafirperver, Mükrim
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü