Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Yetişkin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Büyük, Yetişmiş
- Başüstüne kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Oldu
- Paşa kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ağırbaşlı, Uslu
- Serzeniş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Başa Kakma, Takaza
- Kom kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ağıl; Yayla Evi; Köy, Çiftlik
- Gergin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bozuk, Sinirli
- Kuldurbaşı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Elebaşı
- Sarıerik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kayısı
- Kültürsüz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İlkel
- Başkâtip kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Başyazman
- Kasaba kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İlçe, Belde, Bucak, Kent
- İthaf Etme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Adına Sunma, Armağan Etme
- Balta kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Nacak
- Yöre kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Civar, Etraf, Mahal, Muhit, Ön, Taraf, Çevre, Dolay
- Kıyam kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kalkışma, Teşebbüs Etme; Ayaklanma
- Zerrin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sarı, Altın, Sarı, Fulya
- Zait kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Artı, Fazla, Gereksiz, Artık, Art
- Nevaziş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İltifat
- Taharri kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Arama, Araştırma
- Selamat Kalın kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Allah?a Ismarladık
- Sekans kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ayrım, Dizi
- Muştulamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Müjdelemek
- İçtima kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Toplum, İclas, Toplantı
- Koloni kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sömürge, Müstemleke, Topluluk
- Susta kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yay
- Absürt kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Saçma, Anlamsız
- Sallamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sarsmak, Savsaklamak, Savurmak, Yellemek, Hareket Ettirmek, Baştan Savmak
- Oranla kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Nazaran, Nispeten
- Yasmık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mercimek
- Durum kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Pozisyon, Boyut, Gidiş, Hal, Hâl, Hatır, Hava, Hesap, Kalıp, Keyfiyet, Konum, Manzara, Mevki, Tavır, Vaziyet, Yağday, Yer, Davranış, Halütavır
- Bencilik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hodpesentlik
- Uydurma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düzme, Asılsız, Blöf, Derme Çatma, Sahte, Uyduruk, Uydurulmuş, Yalan
- İğrenme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İkrah
- Cazibedar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çekici
- Miktarda kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kadar
- Döleşi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Etene, Son, Meşime
- Aydın kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Entelektüel, Münevver, Kültürlü, Okumuş, Görgülü, İleri Düşünceli, Işık Alan, Işıklı, Aydınlık, Sarih, Somut, Vazıh, Veciz, Ziyalı
- Döşekçe kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Minder, Şilte
- Kıvırmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Burmak, Bükmek, Sapmak
- Bayraktar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sancaktar, Alemdar
- Ayazlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Teras
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü