Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Sallamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sarsmak, Savsaklamak, Savurmak, Yellemek, Hareket Ettirmek, Baştan Savmak
- Kazulet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kocaman
- İnceltmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Törpülemek
- Zampara kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Avratbaz, Keskin, Kadıncıl, Keskin, Zendost, Hovarda, Çapkın
- Âdem kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Adam, İnsan, İnsanoğlu
- Mağaza kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Satım Evi, Dükkân, Salon
- Pervaz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Parvaz, Çerçeve, Uçuş
- Esenleme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Selam
- Kıpırdamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kımıldamak
- Çalakalem kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gelişigüzel, Durmadan Yazarak
- Komisyon kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İnceleme Kurulu, Alt Kurul, Encümen, Komite; Simsariye
- Bağlaşık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Müttefik
- İcraiye Komitesi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Belediye
- Tekdir kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Azarlama, Paylama
- İhtiva Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İçermek, Kapsamak
- Cife kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İğrenç, Leş
- İbiş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Şapşal, Palyaço
- Depo Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yığmak
- Düldül kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı At
- Termin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Terim, Randevu
- Teessüf kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Üzüntü, Acıma, Üzülme, Acınma, Yerinme, Yazıklanma
- Dar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ensiz, Kıt, Elverişsiz, Zorlukla, Ancak, Az, Ev, Mahdut, Sıkı, Yetersiz, Yurt
- Sonra kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Müteakiben, Keyin, Bilahare, İleri
- Feminist kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dişilci, Hatuncu
- Zifiri kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kapkaranlık, Karanlık, Zulmet
- Yakışık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uygunluk, Yaraşma
- İlbay kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Vali
- İslam Hukuku kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Fıkıh, Şeriat
- Ağırlaşmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Fenalaşmak, Kötüleşmek, Bozulmak, Yavaşlamak
- Ayırmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Seçmek, Tutmak, Yeğlemek, Açmak, Bölmek, Kesmek, Koymak, Saklamak, Sökmek, Üleşmek, Vermek
- Harabat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yıkıntılar, Harabeler, Viraneler; Meyhane
- Onamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tensip Etmek, Tasvip Etmek
- Kâğıt Torba kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kese Kâğıdı
- İktisap Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kazanmak
- Ilıman kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mutedil
- Tahvil Vermek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Devretmek
- Sabah Akşam kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Daima, Devamlı, Sürekli
- Mersiye kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ağıt, Sagu
- Çenebaz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çalçene, Konuşkan, Lafçı, Boşboğaz, Nakkal
- Güçlenmiş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Oturmuş
- Hâlbuki kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Oysa, Oysa Ki, Aksine Olarak
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü