Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Vali kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İlteber, İlbay
- Tanık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Şahit
- Sentez kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bileşim
- Serin Kanlı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Soğukkanlı
- Odak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Merkez, Mihrak, Özek
- Diskotek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kulüp, Disko
- Talebelik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Öğrencilik
- Teyze kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hala
- Ferment kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Maya
- Pazarlık Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kırışmak
- Habitat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yurt
- Okşayıcı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Güzel, Yumuşak
- Eksi Uç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Negatif Elektrot, Katot
- Çedik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ayakkabı, Terlik
- Mancana kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Fıçı
- Yılın kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dehşet
- Etki kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bulaşık, El, Hasiyet, Hüküm, Tesir, Yardım
- Fütürist kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gelecekçi
- Bozuk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kusurlu, Aksak, Düzensiz, Hurda, Dargın, Berbat, Çap, Eğreti, Gergin, Kaput, Karışık, Kızgın, Kötümser, Ucuz
- Sındı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Makas
- Filika kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cankurtaran Sandalı
- Tendürüst kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dinç, Sağlam
- Kalantor kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gösterişi Seven, Varlıklı
- Yüksek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Faik, Güçlü, Koca, Yüce
- Görenek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Töre, Âdet, Görgü
- İçtimai Rey kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kamu Oyu
- Müslim kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Müslüman
- Sömürge kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Müstemleke, Koloni
- Tıngıldamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tıngırdamak
- Sızırmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Süzmek
- Hapsetmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alıkoymak, Engellemek, Kapamak, Sınırlamak, Tutuklamak
- İslam Hukuku kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Fıkıh, Şeriat
- Paçoz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Fahişe
- İsabet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yerindelik, Yanılmazlık, Düşme, Değme, Tutma, Vurma
- Ahret kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Öteki Dünya, Öbür Dünya
- Darülfünun kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Üniversite
- Fahir kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Övünç
- Yeltemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kışkırtmak, Teşvik Etmek
- Atıştırmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yemek
- Eşey kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cinsiyet
- Müktesep kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kazanılmış, Edinik, Edinilmiş
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü