Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Teberru Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bağışlamak
- Marj kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Pay
- Akçe kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Akça, Nakit
- Rahne kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gedik, Yarık, Deşik
- Darıdünya kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dünya, Yeryüzü
- Yüzüyola kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uslu, Uysal
- Zıtlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Karşıtlık, Tezat
- Direnç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mukavemet; Rezistans
- Zarar Vermek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dokunmak, Kötülük Etmek
- Kanat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kol, Taraf, Yan
- Biriktirmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Toplamak, Tutmak, Yığmak
- Esen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sıhhatli, Sağlam, Güçlü, İyi, Selamet, Sağlıklı, Salim
- Öşür kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ondalık
- Tarım kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ekincilik, Kültür, Ziraat
- Nakisa kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kusur
- Abıhayat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bengi Su, Dirim Suyu
- Orijin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Başlangıç, Kaynak, Köken
- Reprodüksiyon kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çoğaltma
- Boşuna kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Abes Yere, Beyhude, Boş Yere, Gereksiz, Nafile, Nahak, Yararsız Yere, Tevekkeli
- Dalbadal kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Peyderpey
- Geçkin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Geçmiş
- Dominant kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Baskın, Başat, Egemen, Hakim, Başta Gelen
- İmalathane kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yapımevi, Üretimevi
- Kalaycı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sahtekâr
- Patlama kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İnfilak
- Berabere kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eşit
- Nine kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Babaanne, Büyük Anne, Büyükanne, Ebe, Nene
- Görevlendirmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bırakmak, Göstermek
- Aykırı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ters, Karşıt, Münasebetsiz, Uymayan, Çapraz, Huysuz, Marjinal, Çap, Muhalif, Tersine, Zıddına
- Merhem kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çare
- Friksiyon kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ovma, Ovuşturma
- Ahir kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Son, Sonraki, Sonuncu, En Sonra, Sonunda, Sonra
- Furya kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yoğunluk
- Süslemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bezemek
- Aral kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Takımada, Sıradağ, Ada, Cezire
- Ayıtmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Söylemek
- Şemail kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Huy, Karakter
- Işınım kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Radyasyon
- Ur kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dert, Şiş, Tümör, Yenitüreme
- Mazbata kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tutanak
- Kaynaklar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kaynakça
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü