Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Hindistan Cevizi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hint Kozu
- Uzaduyum kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İletişim, Telepati
- Esenleme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Selam
- Laçka kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Harap, Düzeni Bozulmuş
- Yanacak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yakıt
- Şov kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gösteri
- Soldurmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Almak
- Bodyguard kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Koruyucu
- Soyut kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Abstre, Mücerret
- Teessür Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Acımak
- Karasal kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Berri
- Mineraloji kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bileşikbilim
- Vıyıldamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Vınlamak
- Kurşun kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gülle, Mermi
- Kaymakamlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İlçe
- Döl kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çocuk, Evlat, Nesil, Tohum, Yavru, Zürriyet
- Gebermek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ölmek
- Perspektif kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bakış Açısı, Derinlik, Süreç
- Örtülü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gizli, Kapalı, Müphem, Saklı
- Mezbaha kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kesimevi, Kesimhane, Sallakhane, Kanara
- Teşyi Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uğurlamak
- Vurmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dövmek, Saplamak, Çarpmak, Aksetmek, Basmak, Çakmak, Çalmak, Çekmek, Çıkmak, Dayamak, Desteklemek, Dokunmak, Düşmek, Girmek, Güllelemek, İnmek, Koymak, Kurşunlamak, Öldürmek, Soymak, Takmak, Uygulamak, Yansımak, Yaralamak
- Had kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Derece, Kota, Sınır, Terim, Uç
- Çözülmüş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mahlul
- Dinçleşmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dincelmek
- Hesaplamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Saymak, Zamanlamak
- Yüze Gülücü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İkiyüzlü, Riyakâr
- Kısıtlanmış kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kısıtlı
- Sınamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Denemek, Tecrübe Etmek, Muayene Etmek, İmtihan Etmek
- Dadı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Daye
- Dertop kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bir Araya Getirilerek, Büzülerek
- Kılınış kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Oluş, Vuku
- Akmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gelmek, Karışmak, Katılmak, Süzülmek
- Lezzet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tat, Tadım, Haz, Tat, Zevk
- İliklemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düğmelemek
- Numaracı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düzenbaz
- Yüznumara kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hela, Tuvalet, Abdesthane, Ayakyolu
- Şüpheci kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kuşkucu
- Bitimsiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sonsuz, Sonuçsuz, Neticesiz, Sınırsız
- Flu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bulanık
- Vasi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Koruman, Kayyum, Emanetçi
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü