Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Bende kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kul, Köle
- Küldöken kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eş, Kadın
- Genç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Jön, Civan, Körpe, Taze, Yaş, Dinç, Toy
- Haleldar Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bozmak, Sarsmak
- Kebe kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Keçe
- Ve kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ma
- Tanin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tınlama, Yankı, Çınlama
- Delişmen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Şımarık, Delidolu, Çılgın, Zıpır
- Hazne kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Depo, Hazine
- Billurlaşmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kristalleşmek, Netlik Kazanmak, Tebellür Etmek
- Meyan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ara, Orta
- Ön Gün kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Arife
- Plak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Plaka
- Hafıza kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bellek, Hatır, Yaddaş, Anlak
- Bağnazlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Taassup, Geri Kafalılık
- Sahur kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Obaştanlık
- Mezbele kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Süprüntülük, Çöplük
- Simsarlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aracılık
- İzansız kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Anlayışsız
- Çökelek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Katık, Kesik, İkşimik; Çökel, Tortu
- Göz Atmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Göz Gezdirmek
- Haylaz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hayta, Afacan, Çapkın, Hınzır, Nadinç, Yaramaz
- Hariç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dış, Dışarı, Müstesna, Dahil Değil
- Mahkûm kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hükümlü, Mecbur, Cezalı
- Sistematik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dizgesel, Düzenlice
- Kuşanmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Takmak
- Muaflık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bağışıklık
- Çingülü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kamelya
- Narenci kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Turuncu
- Turkuaz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Firuze
- Lerzan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Titrek
- Kıvrak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Atik, Derli Toplu, Aceleci, Canlı, Güzel, Şık, Yakışıklı, Hareketli, Becerikli
- Mükellef kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gösterişli, Ağır, Özenli; Yükümlü
- Eksper kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ayırtman, Bilir Kişi, Uzman
- Dokümantasyon kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Belgeleme
- Alınmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İncinmek, Gücenmek, Darılmak, İçerlemek, Kırılmak
- Anahtar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Açar, Araç, Dil, Kurgu, Vasıta, Vesile, Açkı
- Muzaheret kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kömek, Yardım
- Aydın kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Entelektüel, Münevver, Kültürlü, Okumuş, Görgülü, İleri Düşünceli, Işık Alan, Işıklı, Aydınlık, Sarih, Somut, Vazıh, Veciz, Ziyalı
- Antik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eski, Eskil, Antika
- Ferahi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bolluk
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü